22. Hukuk Dairesi 2016/27822 E. , 2020/204 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi ve davacı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.01.2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına kimse gelmedi. Davalılar adına vekili Avukat ... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 11/06/2009 ile 27/10/2014 tarihleri arasında davalılar nezdinde avukat olarak çalıştığını, çalışmış olduğu aylarına ilişkin avukatlık ücretleri, ihbar ve kıdem tazminatları, fazla mesai alacağı, yıllık izin ve dini milli bayramlar için ücret alacağının ödenmediğini belirterek bir kısım işçilik alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili, davacının Tepe Home adlı işyerinde idari müdür olarak çalıştığını, davacının da bilgisi dahilinde kısmi süreli sözleşmeler yapılarak avukat bulundurma yükümlülüklerini yerine getirmeye amaçladıklarını, davacının müvekkili şirketlerde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ücret alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.Davacı dava dilekçesinde davalı işyerlerinde sözleşmeli avukat olarak çalıştığını, ancak ücretlerinin ödenmediğini belirtmiştir. Davalı taraf ise davacının idari müdür olarak çalıştığını, davacınında bilgisi dahilinde kısmi süreli sözleşmeler yapılarak avukat bulundurma yükümlülüklerini yerine getirmeyi amaçladıklarını, davacının hak ve alacağının bulunmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının mağaza müdürü olarak belirtilen ücret bordrolarındaki ücret miktarına göre ödenmeyen ücret alacağı hesaplanmıştır.
Dosya kapsamında davacı ile davalı şirketler ile mağaza müdürü olarak ve ayrıca avukatlık hizmeti olarak iş sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf dava dilekçesinde sözleşmeli avukat olarak çalışmasına ilişkin ödenmeyen ücretlerini talep ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının avukatlık hizmeti bakımından ücret alacağının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekli iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının kıdem ve ihbar tazminatı hesaplamasında esas alınacak ücret miktarı noktasındadır. Davacı tanıkları davacının avukat olarak çalıştığını beyan ederken davalı tanıkları mağaza müdürü olarak çalıştığını beyan etmişlerdir. Davacı ile davalı şirketler arasındaki iş sözleşmelerine göre davacının mağaza müdürü ve sözleşmeli avukat olarak istihdam edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacının mağaza müdürü ve avukat olarak aldığı ücret toplamı üzerinden kıdem ve ihbar tazminatının hesaplanması ve ödenen kısımların mahsubu ile varsa fark kıdem ve ihbar tazminatının hüküm altına alınması gerekli iken yazılı gerekçe ile reddedilmesi hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olanan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, davalılar yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14/01/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.