Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19068
Karar No: 2014/3165
Karar Tarihi: 03.03.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/19068 Esas 2014/3165 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/19068 E.  ,  2014/3165 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 16/05/2013
    NUMARASI : 2009/131-2013/310

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yüzündeki tüylerin giderilmesi amacıyla 07.07.2007 günü dermatoloji uzmanı olan davalıya başvurduğunu, davalının uyguladığı lazer işlemi sonucunda müvekkilinin yüzünün yandığını, akabinde yüzünde koyu lekeler oluştuğunu, meydana gelen yanık ve lekeler nedeniyle müvekkilinin büyük üzüntü yaşadığını, acı çektiğini, tedaviden beklediği sonucu elde edemeyerek hayal kırıklığına uğradığını iddia ederek; müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının yüzündeki tüyler için değil lekeler için müvekkiline başvurduğunu, müvekkilinin uyguladığı tedavi sonucu davacının yüzündeki lekelerde gözle görülür azalma meydana geldiğini, davacıya uygulanan tedavinin müspet sonuç vermesine rağmen davacı tarafın tehditleri sonucu müvekkilinin aldığı tedavi ücretini davacıya iade etmek zorunda kaldığını, davanın mesnetsiz açıldığını, diğer taraftan da talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece Adli Tıp Kurumu"ndan alınan rapor doğrultusunda, olayda doktor ya da uygulama hatası olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; estetik amaçlı lazer uygulamasından meydana geldiği iddia olunan zararın tazmini için açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Tarafların açıklamaları ile dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki akdi ilişkinin, TBK"nın 470 (BK. m. 355) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklandığı açıktır.
    Somut olayda davacı iş-eser sahibi; davalı ise yüklenicidir.
    Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla ödevlidir.
    Eser sözleşmesini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli özelliklerinden birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf yani yüklenici, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır.
    Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı ifa edildiğinin kabulü gerekir.
    Eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır. Buna göre davalı yüklenici, davacı iş sahibinin zarar görmemesi için mesleki tüm şartları yerine getirmişse; somut durumun gerektirdiği tedbirleri noksansız biçimde almışsa, uygun tedaviyi belirleyip uygulamışsa, uygulanan tedavide nadirde olsa görülebilecek olumsuz sonuçlara dair davacıyı aydınlatıp uyarmış ve davacının bu hususta rızasını almışsa, eserini iş sahibi davacının ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayarak teslim etmişse ücrete hak kazanır.
    Eğer işin iş sahibinin istediği şekilde gerçekleştirilmesi mümkün değilse, davalı yüklenicinin bu konuda öncelikle iş sahibini uyarma yükümlülüğü bulunmaktadır. Uyarının yapıldığı davalı iş sahibi tarafından ispatlanmalıdır.
    Somut olayda mahkemece; yukarıda belirtilen hususlarda yeterli inceleme ve araştırma yapılmamış yalnızca davacının davalının yaptığı lazer uygulaması nedeniyle malul olup olmadığı, var ise maluliyet oranının tespiti ve davalı doktorun kusurlu olup olmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu"ndan alınan rapor doğrultusunda olayda doktor ya da uygulama hatası olmadığı gerekçesiyle davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Oysa ki; Adli Tıp Kurumu"ndan alınan rapor hükme esas alınacak nitelikte değildir. Zira raporda; davacının yüzünde lekelenmelerin olduğu, sonraki aşamalarda yanık lezyonlarının görüldüğü, bu pigmentasyonun lazere bağlı olarak gelişebileceği gibi başka nedenlerle de oluşabileceği ancak pigmentasyonun yerleşiminin lazere bağlı geliştiği izlenimini verdiği, bahsi geçen pigmentasyonun eski durumundan daha kötü olmadığı gibi mevcut izlerinde lazer uygulamalarının istenilmeyen ama görülen komplikasyonlarından olduğu, davacının maluliyet tayinine mahal gerektirecek bir yaralanmasının olmadığı ifade edilmiş; yüklenicinin, iş sahibine karşı yükümlülüklerini yasanın kendisine emrettiği ölçüde ifa edip etmediği noktasında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece, uygulanan işlemden davacının zarar görmemesi için davalının mesleki tüm şartları yerine getirip getirmediği; somut durumun gerektirdiği tedbirleri noksansız biçimde alıp almadığı, uygun tedavi şeklini belirleyip belirlemediği, iş sahibini aydınlatma yükümlülüğünü tam olarak yerine getirip getirmediği, davacının beklediği amaca uygun olarak işi teslim edip etmediği, taahhüt edilen sonucu gerçekleştirip gerçekleştirmediği hususları üzerinde durularak öncelikle bu hususlarda tarafların tüm delillerinin toplanması, ardından uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden uygulamayı ve somut olayı tam olarak yansıtan, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp; hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yetersiz rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi