Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2188
Karar No: 2017/6838
Karar Tarihi: 04.12.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/2188 Esas 2017/6838 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/2188 E.  ,  2017/6838 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/04/2015 tarih ve 2012/811-2015/261 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin hurda demir çelik alım-satımı yaptığını, davalı tarafın e-posta ile müvekkili şirkete Lebed gemisine yüklenecek olan 80/20 demir çelik hurdasını satmayı teklif ettiğini ve gemi detaylarını yolladığını, müvekkili şirketin aynı gün bu malı aldığını ve aynı gün 3. kişiye sattığını, bu satışla ilgili kontratı ve yükleme talimatını ertesi gün e-posta ile gönderdiğini, böylelikle taraflar arasında demir-çelik hurdasının satın alınması ile ilgili sözleşmenin kurulduğunu, müvekkili şirketin teyidini talep eden ve tahliye limanını da İsdemir Port ... olarak belirten 18/06/2009 tarihli e-posta gönderildiğini, taraflar arasında oluşan sözleşmenin sair unsurlarının da belirlendiğini, fakat daha sonra davalı tarafın emtiayı başka birine sattığını ileri sürerek müvekkili şirket tarafından satın alınan 4.499,350 mt demir çelik hurdasının aynen teslimine, olmadığı taktirde müvekkili şirketin uğratıldığı zararlara mahsuben şimdilik 167.000,00 ABD Dolarının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ile müvekkil arasında dava konusu çelik hurda yük ile ilgili elektronik ortamda yazışmalar yapıldığını ancak satım sözleşmesi kurulmadığını, buna ilişkin bir belgenin imzalanmadığını, sözleşmenin esaslı unsurları üzerinde mutabakata varılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu hurda demir çelik satımı konusunda 04 Haziran 2009 tarihinde taraflar arasında mail yazışmaları olduğu ve bu yazışmalarla sözleşmenin kurulduğu, davalının satım konusu eşyanın deniz yolu ile taşınması için konşimento düzenleme hazırlığı yaptığı, düzenlenecek konşimentoya ilişkin bilgilerin teyit edilmesinin davacından istendiği, dava konusu emtianın üçüncü kişinin mülkiyetine geçtiği, edimin davalı borçlunun kusuru ile ifa edilmesinin imkansız hale geldiği, bu durumda borçlunun BK. 96. maddesi gereğince müspet zararını ödemekle yükümlü olduğu, müspet zararın davacı ile davalı arasında kurulmuş olan sözleşmedeki bedel ile davacının ispat külfetini yerine getirememesi sebebiyle BK. 42/2. maddesi gereğince "işlerin olağan gidişi" göz önünde tutulmak suretiyle davacı ile üçüncü kişi arasında yapıldığı iddia edilen sözleşmedeki bedelin tespiti ile bu iki fiyat arasındaki farktan oluşacağı, taraflar arasında yapılan 05.06.2015 tarihli davacının imzasını taşıyan sözleşmede satış bedelinin 223 USD/t olarak belirlendiği, anlaşma
    tarihinden itibaren fiyatlarda yükselme ve düşme yönünde dalgalanmalar olsa da satış bedelinin değiştirilemeyeceği, 228 USD/t bedelin BK.m.42/2 gereğince "işlerin olağan gidişi" göz önünde tutulmak suretiyle somut ticari satış fiyatı olarak kullanılmasının gerekli olduğu, yapılan hesaplamada davacının alacağı bedelin 22.500 USD olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 22.500,00 ABD dolarının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının satış sözleşmesine konu demir çelik hurdasının teslimine ilişkin talebinin edimin ifasının imkansız hale gelmesi sebebiyle reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, menkul mal satım sözleşmesinin haksız olarak feshi nedeniyle alıcının müspet zararının tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davacının zararı hesaplanırken, davalıya ödeyeceği bedel ile davalıdan alacağı malı 3. kişiye satacağı bedel arasındaki fark olarak tespit edilmiştir. Ancak davacı, davalının satmayı taahhüt ettiği hurda demirin, borsaya kayıt ve kabul edilmiş, cari fiyatı bulunan bir mal türü olduğunu iddia etmiş ve tazminat olarak davalının satmayı taahhüt ettiği bedel ile hurda demirin cari fiyatı arasındaki bedel farkını talep etmiştir. Menkul mal satımlarında aktin ifa edilmemesi halinde alıcının talep edebileceği tazminat miktarı, olaya uygulanacak mülga 818. s. BK"nın 188. maddesinde düzenlenmiştir. Gerçekten de mülga 818 s. BK"nın 188/3 maddesi uyarınca, satıcının temerrüdü halinde, alıcı kendisine satılması taahhüt edilen malın borsada alınıp satılan bir mal olması veya cari fiyatı bulunan mallardan olması halinde, satım bedeli ile malın teslim tarihindeki cari fiyatı arasındaki farkı tazminat olarak istemesi mümkün olup, alıcının böyle bir tazminat talep edebilmek için, teslim alamadığı mal yerine piyasadan başka bir mal almak zorunda olması dahi gerekmez. (Haluk TANDOĞAN, Özel Borç İlişkileri, 6. Basım 1990, s.142)
    O halde mahkemece, alım satıma konu hurda demirin sözleşme tarihinde BK 188/3 maddesinde sözü edilen mallardan olup olmadığı bu tür mallardan ise aynı nitelikte ve ortalama kalitede hurda demirin teslim günündeki cari fiyatı belirlenerek, cari fiyat ile satım bedeli arasındaki fark miktarınca tazminata hüküm olunması gerekirken eksik incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi