Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4080
Karar No: 2017/8422

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4080 Esas 2017/8422 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/4080 E.  ,  2017/8422 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, 22/09/2011 havale tarihli dilekçesi ile; ... köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, ... köyü sınırları içinde bulunan, 101 ada 1 orman parselinin bitişiğinde yer alan 2526-2528 numaralı orman sınır noktalarının kuzey istikametinde kalan sahanın orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırı dışında bırakıldığı iddiasıyla bu taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Arazi kadastrosu sırasında 348 ada 10 parsel sayılı 5244,68 m2 ve 11 parsel sayılı 19.930,72 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, vasıf ve malik haneleri boş bırakılıp, davalı olarak tespit edilmiş ve mahkemeye gönderilmiştir. Orman Yönetimi tarafından aynı yere ilişkin açılan davada birleştirme kararı verilmiştir.
    Mahkemece tutanak zilyetleri davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonucunda: davanın kabulüne, fen bilirkişilerince hazırlanan ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 348 ada 11 sayılı parselin 8532,84 m2"lik kısmının kadastro tesbitinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına, (B) harfi ile gösterilen 11.397,88 m2"lik kısmının tarla vasfıyla 1/4 eşit hisseler ile ... ve arkadaşları adına, fen bilirkişilerince hazırlanan ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 348 ada 10 sayılı parselin 3169,07 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına, (B) harfi ile gösterilen 2075,61 m2"lik kısmının tarla vasfıyla 1/2 eşit hisseler ile ... ve arkadaşları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ve davalı Hazine vekilinin çekişmeli parsellerin (B) harfli bölümlerine yönelik olarak temyizi üzerine Dairenin 14/04/2014 gün ve 2014/643 E. – 4460 K. sayılı kararıyla bozulmuştur
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece her ne kadar dava konusu edilen yerlerin, çekişmeli parsellerin (A) harfli bölümleri olduğu belirlenerek bu bölümlerin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline, (B) harfli bölümlerinin ise dava konusu olmadığı belirlenerek davalı gerçek kişiler adlarına tesciline karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
    Şöyle ki; somut uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazların malik hanesi açık olup, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re"sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Dava konusu taşınmazların kadastro tesbit tutanaklarının malik hanelerinin 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibinin belirlenerek doldurulmak üzere mahkemeye aktarıldığından parsellerin
    tamamının davalı olduğu gözetilmeden bir bölümleri hakkında araştırma yapılarak tescil hükmü kurulması, bir kısmı hakkında da araştırma yapılmaksızın tutanağın edinme nedeninde ismi geçen kişiler adına tesciline karar verilmesi doğru değildir. " hususlarına değinilmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu: Kısmi davanın reddine,
    1-Fen bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide (B) harfiyle gösterilen dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyü 348 ada 11 parsel nolu taşınmaz içerisinde kalan 11397.88 m2 lik alana ilişkin kadastro tutunağının yüzölçümü kısmı 11397.88 m2 olacak şekilde düzeltilerek 1/4 eşit hisselerle ... oğlu ..., ... oğlu ..., ... kızı ..., ... kızı ... adlarına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline,
    2-Fen bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide (B) harfiyle gösterilen dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 348 ada 10 parsel nolu taşınmaz içerisinde kalan 2075.61 m2"lik alana ilişkin kadastro tutunağının yüz ölçümü kısmı 2075.61 m2 olacak şekilde düzeltilerek 1/2 eşit hisselerle ... oğlu ..., ... kızı ... adlarına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman kadastrosu ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 25/08/2011 - 23/09/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
    Mahkemece verilen 22/05/2013 tarihli ilk hükümde, çekişmeli 348 ada 11 parselin ( A) bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, bu hüküm taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Bu durumda 348 ada 11 parselin (B) bölümünün tüm çevresi 101 ada 1 orman parseli ve 348 ada 11 parselin (A) harfi ile gösterilen kesinleşen orman parseli ile çevrili olduğuna göre, 348 ada 11 parselin (B) bölümü orman içi açıklık niteliğindedir. Gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra sayılı Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "...6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
    6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
    6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2
    Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
    Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali).
    Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal elkoyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma,
    genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
    Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
    Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün 1997/20-808/1039, 08.02.1999 gün 1999/7-22-43, 13.10.1999 gün 1999/8-689-822, 03.04.2002 gün 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
    Mahkemece değinilen yönler gözetilerek 348 ada 11 parselin (B) bölümü yönünden Orman Yönetiminin davasının kabulü gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Ayrıca; mahkemece çekişmeli 348 ada 10 parselin (B )bölümüne ilişkin yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki taşınmazın bulunduğu yeri kapsar tespit tarihinden 20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler getirtilerek keşifte uygulama yapılmadığı gibi hükme esas alınan orman bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi raporlarında incelendiği belirtilen 1971 tarihli memleket haritası ve 1969 tarihli hava fotoğrafı rapora ekli olmayıp, bu haritalarla çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini gösterir kadastro paftasında çakıştırma yapılmamıştır.
    Bu nedenle mahkemece, çekişmeli 348 ada 10 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümüne yönelik olarak, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile tespit tarihinden geriye doğru15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ve dayanağı hava fotoğrafları ve amenajman planı, bulundukları yerden getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraaat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun
    45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal -renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklığından söz edilip edilemeyeceği düşünülmeli,
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, çekişmeli 348 ada 10 parselin (B) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tescile karar verilecek gerçek kişiler yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle 348 ada 10 ve 11 parsellerin (B) bölümüne yönelik hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 26/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi