3. Hukuk Dairesi 2013/18750 E. , 2014/3359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 50. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2012/3-2013/178
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin işyeri adresinde 26.6.2004 tarihinde elektrik panosunda kondarsatörün yanması nedeniyle elektrikçi çağrılarak arızanın giderildiğini, günlerden Cumartesi olması nedeniyle arızanın davalı şirkete bildirilemediğini, davalı kurum tarafından müvekkili şirket yetkilisi aleyhine yapılan şikayette Bakırköy 11.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2005/443 Esas-2007/371 Karar ve 30/5/2007 tarihli kararı ile olayda kaçak elektrik kullanımı bulunmadığı gerekçesi ile şirket yetkilisi hakkında beraat kararı verildiğini ve kararın 06/6/2011 tarihinde Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini belirterek, kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile haksız bir şekilde tahsil edilen 99.971,00 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yapılan sayaç muayenesinden dolayı davacının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalıya ödenen kaçak elektrik fatura bedelinin, ceza davasında beraat kararı verilmesi üzerine davalıdan istirdatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, taraflar arasında 27.12.2001 tarihli abonelik sözleşmesi bulunduğu, 02.07.2004 tarihli Sayaç Muayene Raporu ile, sayacın ölçüler mühürleri ve numaratörü ile oynanmş olduğunun tespit edildiği, bu rapora istinaden kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davacı şirket hakkında 90.258,876 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiği, davacı şirket tarafından bu bedelin 28.07.2005 tarihinde ödendiği, davacı şirket yetkilisi hakkında açılan ceza davasında, sanığın müsnet suçu işlediğine dair mahkumiyete yeterli kesin, inandırıcı delil ve emare bulunmadığından beraat kararı verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 06.06.2011 tarihinde kesinleştiği, davacı şirketin davalı kuruma ödediği kaçak elektrik bedelinin istirdadını talep ettiği, mahkemece davacının elektrik kesilmeden ve ihtirazi kayıt ileri sürülmeden tüm borcu taksitlendirerek 2005 tarihinde ödediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket yetkilisi hakkında ceza dosyasında delil yetersizliği sebebiyle beraat kararı verilmiş ise de; hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin bu kararı ile bağlı değildir.
Yargılama sırasında kaçak elektrik bedelinin tespiti için alınan 22.10.2012 tarihli Bilirkişi Raporunda kaçak elektrik kullanım bedelinin toplam 39.563,99 TL olduğu tespit edilmesine rağmen, 06.05.2013 tarihli Bilirkişi Raporunda kaçak elektrik kullanım bedelinin toplam 37.527,48 TL olduğu tespit edilmiş, raporlar arasındaki çelişki giderilerek davacı şirketin davalı kuruma kaçak elektrik kullanımı nedeniyle ödemesi gereken bedel tespit edilmemiştir.
Mahkemece, her ne kadar kaçak elektrik faturasının 28.07.2005 tarihinde ihtirazi kayıt konulmadan, elektrik kesilmesi gibi bir durum olmadan ödendiği belirtilmiş ise de, ödemenin elektrik kesilmesi tehditi altında yapılıp yapılmadığı yeterince araştırılmamıştır. Kaçak elektrik tahakkuku yapılması sonrasında davacı şirket ve davalı kurum arasındaki ihtarnameler, itirazlar, itiraza ilişkin cevaplar temin edilip, elektrik kesintisi yapılıp yapılmadığı sorularak, ödemenin elektrik kesintisi tehdidi altında yapılıp yapılmadığı tespit edilmelidir.
Ayrıca, davacı şirketin davalı kuruma 28.07.2005 tarihinde 90.258,876 TL ödeme yaptığı ve yargılama sırasında kaçak elektrik kullanım bedelinin tespiti amacıyla alınan bilirkişi raporlarındaki miktarlar ve raporlar arasındaki çelişki dikkate alındığında, davacı şirketin davalı kuruma kaçak elektrik kullanımı nedeniyle ödemesi gereken bedelin, raporlar arasındaki çelişki giderilerek tespit edilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetinden Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.