3. Hukuk Dairesi 2013/19335 E. , 2014/3393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAKARYA 3.ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2013
NUMARASI : 2013/56-2013/240
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; davalı şirketin 6634 no.lu aboneliğe ilişkin 2007 yılının 10.ayından 2012 yılının 5.ayına kadar biriken elektrik borcu nedeniyle müvekkili aleyhine Sakarya 1.İcra Müdürlüğü"nün 2012/4212 sayılı dosyası ile takip başlattığını, oysa müvekkilinin bu abonelikle bir ilgisi bulunmadığını, aboneliğin olduğu işyerinden 2002 yılında ayrıldığını halen başka bir adreste faaliyette bulunduğunu iddia ederek, davacı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; abone borcu görüntüleme belgesine göre davacının 2007 yılının 10.ayından 2012 yılının 5.ayına kadar tahakkuk eden elektrik faturalarını ödemediğinin sabit olduğu bu nedenle davacı aleyhine Sakarya 1.İcra Müdürlüğü"nün 2012/4212 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya Sakarya 1.İcra Müdürlüğünün 2012/4212 sayılı dosyasında takip edilen 3.423,04 TL alacaktan dolayı 134,91 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)6100 sayılı HMK"nun 31.maddesine göre; ""Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.""
Somut olayda; davacı vekili, davalı şirketin müvekkili aleyhine 6634 no.lu abonelikle ilgili 2012/4212 sayılı dosyası ile takibe başladığını iddia etmiştir. Anılan Sakarya 1.İcra Müdürlüğü"nün 2012/4212 sayılı dosyasında ödeme emrine bakıldığında ise; borcun sebebinin ... no.lu aboneliğe ait ödenmeyen borç olarak belirtildiği, böylece takip dosyası ile menfi tespit dosyası arasında çelişki olduğu görülmektedir.
Öncelikle mahkemece yapılacak iş; yukarıda belirtilen hüküm uyarınca davacı vekiline borcun kaynağı hangi aboneliğe ait olduğunu sorarak aradaki çelişkinin giderilmesini sağlamak, o yönde inceleme yapılarak belirecek sonuca göre hüküm vermek olmalıdır.
2-)4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun "Amaç" başlıklı 2.maddesinde "Bu kanunun birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiş, yasanın 3.maddesinde "Tüketici; mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Yasanın amacı içerisinde 3.maddede tanımları verilen satıcı ve tüketici arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Her ne kadar davaya, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmış ise de; somut olayda davacı vekili dilekçesi ile davaya konu aboneliğin olduğu adresin bir işyeri olduğunu belirttiği, dosya arasında bulunan abone borcu görüntüleme yazısında, davacı adına olan aboneliğin "yazıhaneler ve ticarethaneler" kodunu taşıdığı görülmektedir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz.
O halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle yukarıda açıklanan birinci bende göre davaya konu abonelik numarasını tespit ettikten sonra bu aboneliğe ait abonelik dosyası getirtilerek ticarethane aboneliği olup olmadığını belirlemek, öyle ise davada genel mahkemenin görevli olduğu düşünülerek, görevsizlik kararı verilmek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.