22. Hukuk Dairesi 2017/13828 E. , 2018/17300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin otobüs şoförü olduğunu ve ... işçisi olarak işe başladığını, daha sonra kadrosunun ... Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yer alan ... Ulaşım A.Ş.’de gösterildiğini, davacının kesintisiz çalışıp aynı işi yaparken kadrosunun yine ... Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan ...’a geçtiğini, kağıt üzerinde ... işçisi olarak gözükmesine rağmen ... işçileriyle aynı işi yaptığını, ancak onların yararlandığı toplu iş sözleşmesinden yararlanamadığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının başından itibaren ... işçisi sayılması gerektiğini iddia ederek davalılar arasındaki muvazaanın tespiti ile müvekkilinin çalışmaya başladığı tarihten itibaren ...’nin kadrolu işçisi sayılmasına ve işe başladığı tarihten itibaren doğan hak kayıplarına karşılık ücret farkı, ikramiye, sosyal yardım farkı ... farkı, jübile ücreti ve kıdem tazminatı farkı, banka promosyonu, bayram parası, kumanya parası ve farkı, mesai ücreti farkı ve yemek ücreti farkı alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar cevabının özeti:
Davalı ... vekili, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının ... işçisi olduğunu, davacının muvazaa iddiasının doğru olduğu bir an için kabul edilse bile davalılar arasında yapılan sözleşmenin 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun muvazaaya dair hükümleri gereğince batıl olup hükümsüz sayılması gerekeceğinden davacının istihdamına dayanak olan hizmet ilişkisinin de kendiliğinden ortadan kalkacağını, davacının .... ile sendika arasındaki toplu iş sözleşmesinden yararlanma isteğinin kanuni olmadığını, kendi işvereni ile sendika arasındaki toplu iş sözleşmesinden zaten yararlandığını, ... bir kamu kurumu olması sebebiyle gerek işçi gerekse memur personelinin genel kadro ve bütçe kanunu ile sınırlandırıldığını, bu sınırların aşılamayacağını, bu sınırlama sebebiyle de davacının ... kadrosunda çalıştırılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin personel açığını kapatmak üzere merkezi yönetimden daimi işçi kadroları için açıktan atama izni talep ettiğini, merkezi yönetimden izin çıkmaması üzerine zorunlu olarak toplu taşıma hizmetinin aksamadan yürütülmesi için ihale ile hizmet alımına gidildiğini, ihalenin istihdam değil hizmet alımı için yapıldığını, yapılan işin bir zorunluluktan kaynaklandığını, 4857 sayılı İş Kanunu’na 5538 sayılı Kanunla eklenen fıkralar uyarınca davacının taleplerinin yerinde olmadığını, işçilerin özlük haklarının işverenleri olan ... tarafından yürütüldüğünü, işçilerin seçiminde, işin yürütümünde ...’nin rol oynamasının muvazaayı göstermeyeceğini, davacı tarafın muvazaa, ücret ve diğer hakları hakkında şimdiye kadar herhangi bir itirazının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili; davalıların iki ayrı kurum olduğunu, davacının ...’ın personeli olduğunu bu durumun mahkeme kararları ile sabit olduğunu, ...’ın ... Büyükşehir Belediyesi iştiraki olduğunu, davalılar arasında yapılan sözleşmenin hukuka uygun olduğunu, aksinin kabulünün kurulu bir sistemi geçmişe dönük olarak ortadan kaldıracağını, davacı ile ... arasında imzalanan iş sözleşmesinin geçerli olduğunu, ...’ın davacıya karşı bütün yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, tespit davası ile alacak davasını aynı yargılamada talep edilemeyeceğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, geçmişe yönelik hak ve alacak talebinin hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Bozma ilamına uyulan Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerek mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 84. maddesinde gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 177. maddesinde ıslahın ancak tahkikat tamamlanıncaya kadar yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04/02/1948 tarih ve 1944/10 esas, 1948/3 karar sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 13/05/2016 tarih ve 2015/1 esas ve 2016/1 karar sayılı ilamında da bozma sonrası ıslahın mümkün olmadığı kesin bir şekilde belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre, Dairemiz bozma ilamına uyulmasından sonra, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davacı vekili tarafından, 29.09.2015 harç tarihli ıslah dilekçesi ile talep konusu alacakların bir kısmının miktarı artırılmıştır. Mahkemece, bozma sonrası yapılan ıslaha göre hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bozma sonrası ıslah hiç yapılmamış kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 09/07/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.