Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19166
Karar No: 2014/3432
Karar Tarihi: 05.03.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/19166 Esas 2014/3432 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/19166 E.  ,  2014/3432 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BİTLİS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/10/2010
    NUMARASI : 2010/80-2010/434

    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı kurum ile davalı arasında 08/12/2004 tarihinde Elektrik Enerjisi satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeye istinaden kullanmış olduğu elektriğin 30/07/2003 ile 30/11/2004 tarihleri arasında tahakkuk eden dönem borçlarını ödemediğini, davalı/borçluya fatura tahakkuk ettirilip tebliğ edildiği hâlde borç ödenmediğini, bunun üzerine Bitlis İcra ve İflas Müdürlüğünde 2006/11 Esas sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlatmış oldukları ilâmsız icra takibine davalının haksız şekilde itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibin durdurulduğuna dair İcra Müdürlüğü kararının taraflarına tebellüğ edildiğini, davalı tarafın yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, anılan nedenlerle davalının haksız olan itirazının iptali ile takibin devamına, %40"tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; açılan davaya bir diyeceği olmadığını, bir kısım borcu olduğunun doğru olduğunu, ancak (özellikle) faize itiraz ettiğini, kolaylık sağlandığı takdirde borcu ödeyeceğini savunmuştur.
    Mahalli mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın kısmen kabulüne, 17.531,26TL asıl alacak, 13.295,03TL gecikme zammı, 2.393,10 TL gecikme zammı KDV’si olmak üzere toplam 33.219,39 TL’lik kısma davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile bu kısım yönünden icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve takip konusu alacağın %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    İş bu hüküm Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 24/12/209 tarih 2009/9431 E.-15459 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında tarımsal sulama aboneliğine ilişkin 08/12/2004 tarihli elektrik abonelik sözleşmesi imzalandığını, davacının ödenmeyen 30/7/2003-30/06/2005 tarihleri arasındaki dönem borçlarının tahsili amacıyla 28.928,14 TL asıl alacak olmak üzere toplam 44.606,88 TL için icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 17.531,26 TL asıl alacak ve bu miktar asıl alacağa göre gecikme cezası ve gecikme cezası KDV’si hesaplandığını, davalı borçlunun 13/03/2009 tarihli dilekçesi, 01/05/2007 ve 16/12/2008 tarihli celselerde alınan beyanlarında ve hatta temyiz dilekçesi ile takibe konu asıl alacağı kabul ettiğini, bu beyanlarının davalıyı bağlayacağını, kaldı ki bilirkişi raporunun asıl alacak hesabına ilişkin kısmında da maddi hata yapıldığını, ayrıca borç dökümünde gösterilen ve takip tarihinden önce tahakkuk ettirilen 30/06/2005 vadeli 5.866,72 TL’lik fatura tutarının hesaplamaya dahil edilmediğini, bu durumda bilirkişi raporunun hükme dayanak yapılamayacağını, hâl böyle olunca, mahkemece davalı borçlunun asıl alacağa yönelik kabulü de dikkate alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor da alınarak 28.928,14 TL asıl alacağa takip tarihine kadar işleyecek gecikme cezası ve gecikme cezasına ilişkin KDV miktarları hesaplanıp davacı alacaklının talebi de aşılmadan oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması nedenleriyle kararın davacı lehine bozulmasına, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; bilirkişiden bozma ilamı gereğince ek rapor alınmış, bilirkişinin 21/07/2010 tarihli ek raporuna göre davacı alacağının, 2003/7, 10, 11, 2004/1, 4, 7, 10, 2005/1, 6 dönemlerine ait toplam (9) adet fatura toplamı alacağı 28.918,14 TL, gecikme zammı tutarı 16.374,36 TL, gecikme zammı KDV’si 2.947,38 TL olmak üzere toplam 48.239,88 TL olduğunu bildirmiştir.
    Mahkemece; icra takibindeki miktara bağlı kalınarak, (28.928,14 TL asıl alacak, 13.295,03 TL gecikme cezası, 2.393,10 TL gecikme cezası KDV’si olmak üzere toplam 44.606,88 TL) davacının davasının kabulü ile davalının itirazının iptaline ve takip konusu alacağın %40 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmiş, iş bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık; davalının elektrik tüketimine esas birbirini takip eden (9) adet faturayı ödememesine rağmen, yönetmelik ve sözleşme gereği elektriği kesmesi gerekirken kesmemesinin davacı açısından müterafik kusur teşkil edip etmeyeceği dolayısıyla faiz veya gecikme zammından indirim yapılıp yapılmayacağı, ayrıca icra inkâr tazminatının takibe konu esas alacak üzerinden hükmedilip hükmedilmeyeceğine ilişkindir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlığı giderecek mevzuat hükümlerinin incelenmesinde yarar vardır.
    09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26.maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddeye göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50.maddeye göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra fatura bedeli (10) gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.
    25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.
    01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı Resmî Gazete ile 24/2.maddesindeki “kesilebilir” ibaresi “kesilir” şeklinde değiştirilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.
    09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.
    Kaldı ki taraflar arasında imzalanan 08/12/2004 tarihli Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesinin 5/d maddesinde; “Müşteri tahakkuk ettirilen fatura bedelini fatura veya ödeme bildiriminde belirtilen ödeme merkezlerine süresinde ödemekle yükümlüdür. Müşteriye tahakkuk ettirilen fatura bedeli, belirtilen son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde, son ödeme tarihini izleyen beş iş günü (dahil) içerisinde müşteriye bir kez daha bildirimde bulunulur. Bu bildirime rağmen, fatura bedeli bildirimi takip eden beş iş günü (dahil) içerisinde ödenmediği takdirde müşterinin elektriği kesilir.” 5/e maddesinde “Müşterinin kullanım yerine veya kullanım yeri dışında belirtilen bildirim adresine gönderilen fatura veya ödeme bildirimi ile müşteriye tebliğ yapılmış sayılır” 5/f maddesinde “Fatura veya ödeme bildirimlerinde belirtilen son ödeme tarihine kadar borç ödenmediği takdirde müşteriye son ödeme tarihinden itibaren, 6183 sayılı Kanunun 51.maddesine göre belirlenen oranları aşmamak koşuluyla Şirket Yönetim Kurulunca belirlenen yürürlükteki gecikme zammı oranında günlük olarak gecikme zammı tahakkuk ettirilir.” hükümleri yer almaktadır.
    İcra inkâr tazminatı açısından ise; icra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. Asıl alacak dışında işlemiş faiz yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir. (Hukuk Genel Kurulunun 2003/15-404 Esas, 2003/381 Karar, 2010/9-424 Esas, 2010/511 Karar, 2012/9-1682 Esas, 2012/1014 Karar sayılı ilamları)
    HMK.nun 30.maddesine göre; yargılamaya hâkim olan ilkelerinden birisi de usul ekonomisi ilkesidir.
    Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davacı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Davalının (9) adet faturayı ödememesine rağmen yönetmelik ve sözleşme gereği davacının elektriği kesmemesi davacı kurum açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammı veya işleyecek yasal faizden davacının müterafik kusuru nedeniyle indirimi gerektirir. Aksine düşünce davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki bu da yukarıda bahsedilen usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir.
    Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik ve taraflar arasında imzalanan 08/12/2004 tarihli Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi (faiz veya gecikme zammı dahil), bu tarihten sonraki dönem için ise davalının elektriği kesmemesinin (kendisi açısından) müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davalı için gecikme zammı veya faizden indirim sağlayacağı nazara alınarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle ve alacak da faturaya dayalı likit bir alacak olduğundan icra inkâr tazminatına asıl alacak üzerinden hükmedilmesi gerektiği nazara alınarak, bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan tabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi