Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/16454
Karar No: 2018/17336
Karar Tarihi: 09.07.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/16454 Esas 2018/17336 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/16454 E.  ,  2018/17336 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, davacının davalı bünyesindeki el dokumaları atölyesinde 1998 yılından itibaren çalışmaya başladığını, iş akdinin 22.05.2014 tarihinde haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının son tarihe kadar belirsiz süreli iş akdi ile çalıştığını, 2002 yılına kadarki çalışmalarının yaptığı iş karşılığı sigortalı gösterildiğini, sonrasında ise sürekli sigortalı olduğunu, davacı işçinin iş akdinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının işverence de kabul edilerek karar altına alındığını ve davacıya bu kararın tebliğ edildiğini, davacının çalışması boyunca her gün 08:00 ila 19:00 saatleri arasında çalışma yaptığını, yine senede en az 15 gün il dışında sergi, fuar gibi etkinliklere katıldığını, bu dönemlerde sabah 08:00 ila gece 24:00 arasında çalışma yapıldığını, davacının çalıştığı süre boyunca ulusal bayram ve genel tatillerin tamamında çalıştığını, davacının 2012 yılı Aralık ve 2013 yılı Ocak aylarına ait ücret alacağının bulunduğunu beyan ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil alacağı ve aylık ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının da aralarında bulunduğu işçilerin parça başı ücret alacağını imzalamayı reddettiklerini, işletmenin iki yıldır zarar etmesi ve işçilerin sabit ücretle verimli olamamaları nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, davacının büro elemanı değil çözgü sorumlusu olduğunu, feshin hukuka uygun olmasının yanında davalı işverenin uzun süredir çalışan personelini düşünerek kıdem ve ihbar tazminatı ödeme kararı aldığını, davacıya ve diğer işçilere ödeme yapılacağının iadeli taahhütlü yazı ile bildirildiğini, davacı işçinin yıllık izinlerini kullandığını, bu hususun davacı tarafından verilen izin dilekçeleri ve puantajlarla sabit olduğunu, bir kişinin uzun yıllar izinsiz çalışmasının mümkün olmadığını, davacının haftalık 45 saati aşlan bir çalışmasının olmadığını, istisnaen ve davacının isteği doğrultusunda fuarlarda görev verildiğini, davacının çalışmasının yoğun olmadığını, il dışı görevlendirmeleri nedeniyle davacıya harcırah ödemesi yapıldığını, masrafların davalı işverence karşılandığını, il dışı görevlendirmelerinde normal mesaiyi aşan bir çalışma olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, süresi içerisinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Dosya içeriğine göre, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tanık beyanlarına göre davacının 08.00-19.00 saatleri arası ara dinlenme süresi düşüldükten sonra günlük 10 saat, ayda bir hafta, hafta sonu çalıştığı kabul edilerek ayda 220 saat çalıştığı, böylelikle aylık 40 saat ve haftalık 10 saat fazla çalışma yaptığı, şehir dışı görevlerinin olduğu 85 günde ise günlük 15 saat çalıştığı, ara dinlenmesi süresi düşüldükten sonra günlük 13,5 saat çalıştığı, şehir dışı görevlerinin olduğu günlerde normal günlerden 3.5 saat daha fazla çalıştığı ve 72 gün dini bayram, 78 günde resmi bayram günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de; fazla çalışma ücreti alacağı yönünden; haftalık kırkbeş saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak tespiti gerekirken hatalı bir yöntem ile bu hesabın yapılması doğru olmamıştır. Davacının günlük çalışma süreleri ile haftada kaç gün çalıştığı belirlenmeli, haftalık çalışma süresi tespit edilmeli ve haftalık 45 saati aşan çalışma varsa bu kısmın fazla çalışma olarak hesaplanması gerekir. Yine genel tatil ücreti alacağına ilişkin yapılan hesaplama şekli de hatalı olup, denetime elverişli de değildir. Ayrıca genel tatil ücreti alacağının dönemsel olarak davacının ücretleri ayrı ayrı belirlenerek yani çalışılan dönem ücretleri üzerinden belirlenmesi gerekirken tüm hesaplamaların davacının son ücreti esas alınarak yapılması da hatalıdır. Hal böyle olunca mahkemece hesap tablosu ve açıklamalarını ayrı ayrı gösteren denetime açık ve elverişli rapor alınarak ve fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının açıklığa kavuşturulması gerekli iken denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi