Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19617
Karar No: 2014/3491
Karar Tarihi: 06.03.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/19617 Esas 2014/3491 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/19617 E.  ,  2014/3491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/06/2013
    NUMARASI : 2009/406-2013/401

    Taraflar arasında görülen çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin iadesi ve mal rejiminin tasfiyesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Dava; çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin iadesi ve mal rejiminin tasfiyesi ile araçların yarı bedelinin ödenmesi talebinden ibarettir.Yargılama sürecinde davacı çeyiz eşyalarının aynen veya bedelinin iadesi ve mal rejiminin tasfiyesiyle, araçlarla ilgili katılma alacağı davasından vazgeçmiştir.
    Davalı vekili 15/05/2009 tarihli cevap dilekçesi ile; taraflar arasında Şişli 3.Aile Mahkemesinin 2008/258 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan boşanma davaları olduğunu, davacı tarafın çeyiz eşyalarını müvekkilinden istemek yerine dava açtığını, çeyiz eşyalarını istediği zaman alabileceğini, düğünde takılan altınlar ise düğünden kısa bir süre sonra bozdurulduğunu ve tarafların müşterek evleri için alınan eşyaların ve düğün borcunun ödendiğini, 34 US 1178 plakalı aracın evlilik tarihinde önce Kasım 2004 yılında alındığını, diğer aracın ise 2007 yılında aldığını, bu aracın davalı ve kardeşi tarafından alındığını ancak müvekkili adına tescil edildiğini, bu aracıda kardeşli ile olan ortaklıklarında aldığı avanslar nedeniyle borçlu olduğunun görülmesi üzerine kardeşine boşanma davası açılmadan 6 ay önce devrettiğini, davacının müşterek evi terk etmesinden sonra müvekkilinin müşterek evi muhafaza ettiğini ve kirasını ödediğini, evliliği ile ilgili yaşadığı sorunlar nedeniyle işini ihmal ettiğini bunun sonucunda da kardeşi ile olan ortaklığı sona erdiğini, şuan da aylık 700 TL maaş ile çalıştığını bu nedenlerden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, "Davacının çeyiz eşyalarının aynen veya bedelinin iadesi davası ile araçlar ile ilgili katılma alacağı davasının vazgeçme nedeni ile reddine,
    Davacının ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin iadesine ilişkin davasının kabulü ile, 33 adet 290 ar TL den 9570 TL değerinde cumhuriyet altını, 29 adet 22 ayar 20-21 er gramdan 26.400 TL değerindeki bileziğin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde altınların toplam değeri 35.970 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,..." hükmolunmuş, sözkonusu karar davalı vekilince temyiz olunmuştur.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    1-)Davalı vekili 16.10.2009 tarihli yazılı delil listesini içerir dilekçesinde; tanık isimlerini mahkemeye beyan etmiştir .06.12.2011 günlü celsede mahkemece alınan 3 nolu ara kararı uyarınca bilirkişi incelemesi ve tanıkların dinlenmesi hususunun 1 ve 2 Nolu ara kararları icra kılındığında gelecek celse karara bağlanmasına hükmolunmuş, 09.02.2012 günlü ertesi celsede ise dava dosyasının HMK."nun 150/1.maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, yenileme sonrası devam eden celselerde ise davalı tanıklarının beyanlarının tespiti yönünde herhangi bir ara kararı ittihazı cihetine gidilmemiştir. Tanıklarının dinlenmesi konusunda davalı vekiline verilen kesin mehil olmadığı gibi davalı tarafın tanıklarını duruşmada hazır etme zorunluluğu da yoktur. Davalı taraf tanıklarının dinlenmesinden açıkça vazgeçmiş de değildir. Mahkemece yapılacak iş; davalı tarafa usulüne uygun biçimde tanıkların dinlenmesi konusunda kesin mehil verilerek kesin mehile riayet edilmesi halinde ziynet eşyaları ve özellikle miktarı noktasında davalı tanıkları da dinlenerek sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ile davalının savunma hakkı tehdit edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
    2-) Ayrıca; hükme esas alınan 30.11.2012 günlü bilirkişi raporu; dosya içeriğindeki fotoğraflardan ziyade davacının beyanları esas alınarak tanzim kılınmış ve ilgi rapor hükme esas alınmıştır . Bu itibarla, 1 Nolu bozma nedeni doğrultusunda davalı tanıkları da usulünce dinlenerek dosya içeriğinde mevcut fotoğraf ve görüntülerde nazara alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle taraf ve Yargıtay denetimine esas bilirkişi raporu tanzimi cihetine gidilmesi gerekirken, dosya içeriğiyle bağdaşmayan eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna dayanarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır .
    3-)Kabule göre de davada 13.10.2009 tarihli dilekçe ıslah niteliğindedir. 08.04.2013 tarihli dilekçeyle ikinci kez ıslah yapılmış, hükümde bu doğrultuda tesis edilmiştir. Bir davada, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83 (HMK 176) maddeleri uyarınca taraflar ancak bir kere ıslah yoluna başvurabilirler. Bu itibarla 2. ıslah niteliğindeki 08.04.2013 tarihli dilekçede belirtilen talep doğrultusunda hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmektedir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi