22. Hukuk Dairesi 2015/32747 E. , 2018/17363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı işyerinde 01.05.2006-29.12.2011 arası çalıştığını, müvekkilinin akdin feshinden önceki son 1,5 aylık süre dışında tüm çalışma dönemi boyunca ayda 2 Cumartesi işyerine gelerek çalıştığını, ayda 2 Cumartesi ve Pazar günlerinde ise işyerine gelmeksizin "aktif pazarlama" olarak tanımlanan işyeri dışında çalıştığını, fesihten önceki 1,5 aylık sürede ise müvekkilinin çalıştığı şubenin tadilatta olması nedeniyle her Cumartesi ve Pazar işyerine gelip arşiv boşaltma ve evrak toplama işlerini yaptığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin taraflar arasında dengesizlik bulunması sebebiyle hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkilinin yaptığı iş, eğitim ve ücreti birlikte gözetildiğinde bu ücrete fer"i ücretlerin de dahil olduğunun kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı ile yapılan hizmet sözleşmesi gereği aylık ücrete davacının talep ettiği ücretlerin de dâhil olduğunu, bu nedenle davacmın 270 saatten fazla çalışma yaptığının ispatının gerektiğini, böyle bir çalışmasının olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin hafta tatili, genel tatil ve fazla mesai çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, genel tatil ve hafta tatili günlerinde yapılan çalışmaların ispatı açısından da geçerlidir.
Somut olayda davacının, davalı işyerinde 01.05.2006-29.12.2011 tarihleri arasında Bireysel Pazarlama Portföy bölümünde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı ayda iki cumartesi işyerine gelerek çalıştığını, ayda iki Cumartesi ve Pazar günlerinde ise işyerine gelmeksizin "aktif pazarlama" olarak tanımlanan işyeri dışında çalıştığını, fesihten önceki bir buçuk aylık sürede ise müvekkilinin çalıştığı şubenin tadilatta olması nedeniyle her cumartesi ve Pazar işyerine gelip arşiv boşaltma ve evrak toplama işlerini yaptığını iddia etmiştir. Davalı ise; yapılan hizmet sözleşmesi gereği aylık ücrete davacının talep ettiği ücretlerin de dâhil olduğunu, bu nedenle davacımın 270 saatten fazla çalışma yapmadığını savunmaktadır.
Dosya kapsamında mevcut, taraflar arasında imzalanan 01.05.2006 tarihli hizmet sözleşmesinin Ücret kısmını düzenleyen 2. Maddesinde "iş kanunu gereği aylık belirgin bir ücret olup, hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri ve fazla mesai ücretlerini de kapsar. Haftalık çalışma süresi, işyerinin özelliği ve çalışma koşulları da dikkate alınarak 45 saattir." Şeklindedir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; davalı işyerine ait bir kısım işe giriş çıkış kayıtları ile yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarının ortak değerlendirilmesi ile davacının davacının haftada beş gün 09.00-20.00 saatleri arasında günlük bir buçuk saat ara ile günlük ... buçuk saat çalıştığı, yine giriş - çıkış kayıtlarına göre davacının 2010 ve 2011 yıllarında bazı günlerde işyerinde cumartesi günü çalışmanın olduğu ve davacının da bugünlerde 10:00-16.00 saatleri arasında 0,5 saat ara dinlenme ile fiilen o gün için 5,5 saat çalıştığından bu çalışmanın ayrıca ilave edilmesiyle yıllık fazla mesaisinin, 20.01.2010-20.01.2011 arası için toplam fazla çalışmanın 146,5 saat olduğu; aynı şekilde 21.01.2011-29.12.2011 arası için ise fazla mesainin 185 saat olduğu buna göre de yıllık 270 saatin altında olduğu ve davacının fazla mesaisinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. Yine hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları için de; işe giriş-çıkış kayıtlarına göre hafta içi ve bazı cumartesi günleri haricinde 7. Gün ve bazı tatil günlerinde işyerinde alarm sisteminin devre dışı bırakılmadığı için artık bu günlerde fiili çalışmanında olamayacağı değerlendirilmiştir.
Davacının davalı işyerine ait birden fazla şubede çalıştığı anlaşılmıştır. Ancak buna karşın davacının sadece 2010-2011 yıllarına ilişkin giriş çıkış kayıtları sunulmuş ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda yalnız bu yıllar için hesaplamalar yapılmıştır. Davacının dava konusu alacaklarının tüm dönem itibariyle uyuşmazlık konusu olduğu gözetildiğinde; mahkemece öncelikle, davacının tüm çalışma süresi için, çalıştığı şubelere ait işyeri giriş çıkış kayıtlarının getirilmesi, kayıt olmayan dönemler için ise aynı dönem birlikte çalışılan tanıkların beyanlarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yapılan hesaplamalar sonrası taraflar arasındaki iş akdinin 2.bendinde yer alan ücretin hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri ve fazla mesai ücretlerini de kapsayacağına ilişkin hüküm gereği, yıllık 270 saatin 12 aya bölünmesi sonucu belirlenen 22.5 saatin, her ay için kanıtlanan fazla çalışma süresinden indirilerek neticeye varılmalıdır.
3-Kabule göre de; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla mesai süresinin belirlenmesinde, çalışma saatleri için günlük ara dinlenmelerin tenzilinde tüm taraf tanık beyanlarının değerlendirilmemesi hatalıdır.
Yukarıda anılan sebepler doğrultusunda karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 09/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.