1. Hukuk Dairesi 2014/4369 E. , 2015/3778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2009/406-2013/553
Taraflar arasında görülen ecrimisil, elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, imar parseline el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ile paydaşı olduğu 60444 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalının kendisinin bilgisi ve rızası olmaksızın "gaz istasyonu" inşa ettiğini ve arsanın tamamını işgal ettiğini, paylı mülkiyette taşınmazın özgülendiği amacın değiştirilmesinin tüm paydaşların kabulüne bağlı olduğunu, davaya konu arsanın bedeli ve kirasının yüksek olduğunu ve kendisinin istifadesine engel olunduğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesi isteminde bulunmuş, yargılama sırasında davanın ecrimisil davası olarak görülmesini istemiştir.
Davalı, davaya konu taşınmazın imar parseli olup, davacının imar uygulaması sırasında paydaş olduğunu, önceden kendisinin tek başına malik olması nedeniyle ecrimisile hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, el atmanın önlenmesi davasının reddine , ecrimisil isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 60444 ada 3 sayılı imar parselinde davacı ve davalı ile dava dışı kişilerin paydaş oldukları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı Yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar Yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.
298l sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
Somut olaya gelince, mahkemece yukarıdaki ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Davaya konu taşınmazın imar şuyulandırma evrakları ve imar öncesi kadastral parsellerin tedavüllü tapu kayıtları da dosyasına getirtilmemiştir.
Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması hasıl olacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.