Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16777
Karar No: 2015/5452
Karar Tarihi: 17.03.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/16777 Esas 2015/5452 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden dolayı maddi ve manevi tazminat talep etmişti. Mahkeme, davacı lehine 89.368,41 TL maddi ve manevi tazminatın ödenmesine karar verdi. Ancak, davalı taraf, ödeme makbuzları sunarak yapılan ödemelerin tazminatlardan mahsup edilmesini talep etti. Mahkeme, bu makbuzların incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, kararın yeniden verilmesini istedi. Ayrıca, maddi tazminatın belirlenmesinde de hata yapıldığı ve manevi tazminatın fazla olduğu tespit edildi. Kararda, tazminat hesaplanırken maluliyet oranı, kusur oranı ve kanuni nedenler indirildikten sonra sigorta kurumunun bağladığı gelirin rücu edilebilir kısmının hesaplanması gerektiği belirtildi. Mahkeme kararına göre, Maluliyet Oranı ve Sigortacılık Kanunu'nun ilgili maddeleri dikkate alınarak tazminat miktarı belirlenmelidir. Ayrıca, manevi tazminatın takdir edilirken ekonomik koşullar, tarafların kusur durumu ve olayın ağırlığı gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri mülga B.K'nin 47, 6098 sayılı T.B.K'nun 56, Maluliyet Oranı ve Sigortacılık Kanunu'nun ilgili maddeler
21. Hukuk Dairesi         2014/16777 E.  ,  2015/5452 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 89.368,41 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17/03/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile karşı taraf vekili Avukat ...geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.
    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava 27.08.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 11,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemenin manevi tazminatın takdiri ile maddi tazminatın belirlenmesine ilişkin kararı aşağıdaki nedenlerle hatalı olmuştur.
    Davalı 04.09.2013 tarihli dilekçe ile maddi ve manevi tazminata ilişkin olarak ödemelerde bulunduğunu beyanla ödeme makbuzları sunarak bu ödemelerin maddi ve manevi tazminatlardan mahsubunu talep etmiş ve davacı taraça savunmanın genişletilmesi itirazında bulunulmuştur. Çözümlenmesi gereken ilk sorun, cevap süresinden sonra, dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge (makbuz) ibraz edilmesi halinde, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilip verilemeyeceği ve yapılan ödemenin zarardan indirim usulüne ilişkindir.
    Bir hususun varlığı veya yokluğu mahkemenin davayı esası bakımından inceleyip, karara bağlamasına engel teşkil ediyorsa, dava şartı söz konusudur. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Bu noktada, dava hakkının bir anlamda dava şartı olduğu kuşkusuzdur. Dava hakkının varlığı ya da düşmüş bulunmasının incelenmesi, doğrudan hakime verilmiş ödevlerden olması karşısında, önceden ileri sürülmemiş olsa bile yargılamanın her aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir.
    --/--

    Gerçekten de, yargılamada davayı inkar eden davalının savunması borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine, delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, cevap süresinden sonra sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından da söz edilemeyecektir. Sonuç itibariyle; yargılama aşaması henüz tamamlanmamış böyle bir durumda, borcu itfa eden belgenin veya dava şartının söz konusu olduğu hallerde, dava sonuçlanıp kesinleşmemiş ise, ibraz edilen ve borcu söndüren yazılı belgenin dikkate alınması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.07.2007 gün 2007/13-453Esas ve 2007/453Karar ve 19.03.2014 gün 2013/19-557Esas, 2014/379Karar sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.
    Somut olayda; aşamalarda davanın reddi gerektiğini savunan davalının 04.09.2013 tarihli dilekçesi ekinde ibraz ettiği, ödeme belgeleri görülmekte olan davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece dava konusu tazminat istemi hakkında karar verilmeden önce anılan belgelerin incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği açıktır.
    Maddi tazminata belirlenmesinde de hata yapıldığı görülmektedir. Bu tür, tazminat davaları nitelikçe ... ... Kurumu tarafından karşılanmayan zararların giderilmesine ilişkindir. Bu bakımından tazminat belirlenirken maluliyet oranı, kusur oranı ve kanuni nedenler indirildikten sonra ... ... Kurumu tarafından bağlanan gelirin ilk peşin değerinin (ve geçici iş göremezlik ödeneği miktarının) rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi suretiyle tazminatın belirlenmesi gerektiği Dairemizin, giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Oysa tazminat hesaplanırken ... ... Kurumu tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye indirilmesi gerektiğinin göz ardı edilmek suretiyle maddi tazminatın fazla hesaplandığı ortadadır.
    Manevi tazminatın takdirine gelince;
    Davacının iş kazası sonucu %11,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının %5 davalı işverenin %85, dava dışı üçüncü kişinin ise %10 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların ... ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
    Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 45.000,00-TL manevi tazminatın çok fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
    Yapılacak iş ... tarafından bağlanan gelir ile ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümünün indirilmesi suretiyle maddi tazminatı belirlemek, yukarıda açıklanan ilkelere uygun biçimde manevi tazminat takdir etmek, davalının mahsubunu talep ettiği ödeme belgeleri değerlendirilerek, ödemenin varlığının kabulü halinde, yapılan ödemeyi öncelikle maddi tazminat artan olursa manevi tazminattan mahsup etmek ve sonucuna göre bir karar verilmekten ibarettir,
    Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi