22. Hukuk Dairesi 2018/6880 E. , 2018/17449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2004 davalı idarede hizmet akdi ile çalışmakta iken iş akdini ... 15. Noterliği"nin 10.10.2011 tarih ve 22279 sayılı ihtarnamesi ile 4857 sayılı iş kanunu 24. Md uyarınca fesih ederek hak edilen alacakların ödenmesini istediğini, bu bağlamda davacının iş akdinin fesih edildiği tarih itibariyle aylık ücretinin 2.825,00 TL olup, dolayısıyla davalı idareden 18.500,00 TL kıdem tazminatı alacağı ile... Sendikası ve davalı idare arasında akdedilen ..."in 48. Md uyarınca da 1.800,00 TL işveren ikramiyesi alacağı olduğu gibi 1.425,00 TL"de 15 günlük izin ücreti alacağının olduğunu, davalının ihtarnameye rağmen borçlarını ödememesi üzerine taraflarınca davalı idareye açılan ... 14. İcra Müdürlüğü’nün 2012/779 E sayılı icra takibi yapılararak, kıdem tazminatının en yüksek banka mevduat faizi, ...’ e göre ödenmesi gereken işveren ikramiyesi ile 15 günlük izin ücreti alacağının ise yasal faiziyle tahsilinin talep edildiğini, ancak ödeme emrinin tebliği üzerine davalı ... tarafından sadece izin ücretinden 830,53 TL Tik kısmının kabul edildiğini, bakiye borcun tamamma ise sebep gösterilmeksizin itiraz edildiğini belirterek, davalının ... 14 İcra mMüdürlüğü"nün 2012/779 E sayılı icra takibine yaptığı kısmi borca itirazının iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %40"dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, toplam 22.781,69 TL icra takibine ilişkin ödeme emrinin 03.02.2012 tarihihinde idareye tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliği ile yapılan yazışmalarda alacaklı adına herhangi bir ödeme belgesine ve alacak kaydına rastlanılmadığının, belirtildiğini, davacının şahsi sicil dosyası üzerinde yapılan incelemede iş akdinin tek taraflı olarak fesih edilmesi sebebiyle 15 günlük ücretli izin hakkı bulunduğu ve en kısa sürede ödeneceğinin belirtildiğini, yine Mali Hizmetler Müdürlüğünün 10.02.2012 tarih ve 526/127717 sayılı yazıları ve 29.03.2013 gün ve 1041 sayılı yazılarında davacı alacaklarının 15 gün kullanmadığı senelik izin gününün son yevmiyesi olan 76,54 TL ile çarpımından oluşan brüt 1.418,10 TL"den yasal kesintiler olan gelir vergisi ile damga vergisi kesintisi düşüldükten sonra kalan 830,53 TL net alacağının bulunduğunun tespit edildiğini belirterek belirtelen sebeplerle öncelikle ... 25. İcra Müdürlüğünün 2012/779 sayılı dosyasına ilişkin itiraz edilen kısım bakımından takibin durdurulması karanınm devamına ve alacaklının %40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararımn Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek, kabul edilen alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1 -Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Bu şartlar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, söz konusu alacak likit değildir. Şu halde, Mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur. Bu husus bozma sebebi ise de; yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1. bendin 4.paragrafında yazılı, "Devamına karar verilen alacakların %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," rakam ve sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına; yerine “Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine” sözcüklerinin yazılmasına; hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09/07/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.