Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/13578
Karar No: 2018/17476
Karar Tarihi: 11.07.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/13578 Esas 2018/17476 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/13578 E.  ,  2018/17476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İSTİRDAT

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davalılardan ..."nin daha önce müvekkili şirketin ortağı ve müdürü iken şirketteki hissesinin tamamını ... isimli şahsa devrettiğini, devir sırasında borç- alacak listesinin yapıldığını, müvekkili aleyhine yapılan ... 5. İcra Müdürlüğünün 2010/11234 esas sayılı dosyasında takip konusu olan bononun bu listede bulunmadığını, davalılardan ..."ın ise müvekkil şirkette çalışırken kendi isteğiyle 10/07/2010 tarihinde şirketten ayrıldığını, hacze konu 15/06/2009 tanzim ve 15/08/2009 vade tarihli 5.800,00 TL bedelli bonoda davalı ..."nin kendisini kefil, müvekkili şirketi ise borçlu olarak gösterdiğini, şirketin böyle bir borcunun bulunmadığını, senetteki malen kaydının aksine davalı ... ile müvekkili şirketin herhangi bir mal alışverişinin bulunmadığını, bu nedenle ... 5. İcra Müdürlüğünün 2010/11234 esas sayılı dosyasında takibe konu bono yönünden müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine ve %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ...; davacı şirketin ... yetkilisi olduğunu, şirket ortaklarından .... ile arasında yaşanan bir takım olumsuz durumlar nedeniyle şirket hisselerini ...."ye veya belirlediği bir kişiye devri ile şirketin alacak- borçları hakkında aralarında 19/07/2010 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme gereğince .... isimli şahsa hisselerini devrettiğini, davaya konu bononun diğer davalı ..."ın 15/06/2009 tarihinde işten ayrılmak istemesi üzerine kıdem tazminatı alacağına karşılık olarak 15/08/2009 tarihine vade günü belirlenerek verildigini, ..."ın davacı şirkette icra takibine dayanak kılınan bono bedeline konu kıdem tazminatını hak edecek süreyle çalıştığını, kendisinin bu bonoyu davalı ...’a vererek davacı şirketi zaten ödemekle yükümlü olduğu kıdem tazminatı borcundan kurtardığını, bonoyu verirken bono fotokopisine diğer davalının kıdem tazminatı karşılığı olmak üzere bu bonoyu aldığına dair beyanını ve imzasını aldığını, davacı şirketin ödemekle yükümlü olduğu kıdem tazminatından bono bedelini ödeyerek kurtulması gerekirken bu davayı açarak haksız ve sebepsiz kazanç sağlamaya çalıştığını, bono senedinde kendisinin kefil gösterilmediğini, bononun ön yüzündeki ad ve soyadının sonradan doldurularak borçlu haline getirildiğini, davacı tarafın takibe konu bono sebebiyle diğer davalı ..."dan mal alımı söz konusu olmadığını, kendisinin şirkette yetkili iken sürekli malen kaydı yaparak bono düzenlediği için bahse konu bononun da böyle düzenlendiğini belirtmek suretiyle davanın reddini ve dava bedelinin %40"ından az olmamak kaydı ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...; şirkette ustabaşı olarak çalıştığını, şirkette maaşlar düzensiz ve eksik ödenmeye başlayınca işyeri yetkilisi ... ile konuşarak işi bırakacağını ve başka iş bulmak istediğini söylemesi üzerine, yetkili..."nin işyerinden ayrılması halinde işyerinin sıkıntıya gireceğini söyleyerek kendisine kıdem tazminatına esas olmak üzere dava konusu senedi verdiğini, kendisinin senedin düzenlenmesinde sorumlu olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın, icra dairesine yapılan ödemeden sonra açılması nedeniyle gerçekte istirdat davası olduğu, davalı ... tarafından senedin işçilik alacağına karşılık alındığı, iş akdinin davacı şirket tarafından haksız olarak işyeri kapandı denilerek feshedildiği, iş akdinin davacı şirket tarafından haksız olarak feshedilmesi nedeniyle davacı şirketin davalı ..."a borcunun bulunduğu ve ..."ın takibe konu senedin ödenmesinden dolayı sorumlu olmayacağı, diğer davalı ..."nin ise tacir olması ve devir sırasında kendi beyanıyla takibe konu senetten bahsetmediğini söylemiş olması nedeniyle 19/07/2010 tarihli mutabakat sözleşmesinin 4. maddesi gereğince davaya konu senet ile davacı şirketin uğramış olduğu zarardan sorumlu olduğu gerekçesine yer verilerek, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan istirdat davasının kabulüne karar verilmiş, davanın istirdat davası olması nedeniyle tarafların icra inkar tazminat talepleri konusunda karar verilmemiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı ... temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Dava, ... 5. İcra Müdürlüğü’nün 2010/11234 esas sayılı takip dosyasına konu 15/06/2009 tanzim ve 15/08/2009 vade tarihli, 5.800,00 TL bedelli bononun icra takibi nedeni ile ödenmesi sonrası açılmış olup, uyuşmazlık; bu ödemenin davalılardan iadesi istemine ilişkindir.
    Davacı şirket vekili, dava dilekçesi ve duruşmada ki beyanlarında özetle; davalılardan ... isimli şahsın, önceden şirket ortağı olduğunu, ortaklıktaki hissesinin tamamını başka şahsa devrettiğini, bu devir sırasında şirketin 3.şahıslara olan borcu ve alacakları görüşülerek “mutabakat sözleşmesi” imzaladığını, şirketin cari hesapları, alacakları, borçları ve ödenecek kıymetli evrakların listeye bağlandığını, sözleşmede kararlaştırılanlar dışında şirketin borcu olmadığını, icra tehdidi altında yapılan ödemeye konu bononun hem şirket kayıtlarında hemde devir sırasında imzalanan mutabakat sözleşmesi ekinde yer almadığının açık olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin yapılan bu ödeme sebebi ile uğradığı zarardan davalıların sorumlu olduğunu iddia ederek, ödemenin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı ... ise; bononun, diğer davalı ... isimli şirket çalışanına kıdem tazminatına esas olmak üzere verildiğini, kendisini senette kefil gösterme durumunun söz konusu olmadığını savunurken, diğer davalı ..."da; aşamalarda kıdem tazminatına karşılık bononun verildiğini söylemiştir.
    Mahkeme; iş akdinin davacı şirket tarafından haksız olarak feshedildiği ve bu nedenle davacı şirketin davalı ..."a zaten borcunun bulunduğu ve dolayısıyla davalı ..."ın takibe konu senedin ödenmesinden dolayı sorumlu olmadığını kabul etmiş, diğer davalı ..."nin ise tacir olması ve 19.07.2010 tarihli mutabakat sözleşmesinin 4. maddesi gereğince davaya konu senet ile davacı şirketin uğramış olduğu zarardan sorumlu olduğu gerekçesine yer vererek, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan istirdat davasının kabulüne karar vermiştir.
    Dosyanın incelenmesinde, davalı ..."a ödenen miktarın kıdem tazminatına karşılık olduğu kabul edilmiş ise de, dava konusu senedin düzenlenme tarihi 15/06/2009 olup, iş akdinin feshi tarihi davalı işçi ... beyanı dikkate alındığında 14/07/2010 tarihidir. Feshin gerçekleşmesinden 1 yıl önce, ileride yapılabilecek ve sözleşmenin hangi şartlarda sonlanacağının da belirsiz olduğu bir dönemde, feshe bağlı haklardan olan kıdem tazminatına yönelik bono düzenlenmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.
    Diğer yönden her iki davalı asılların beyanları dahi kendi içerisinde çelişmekte olup, önce senedin kıdem tazminatı için verildiğini beyan etmelerine rağmen, sonra ki beyanlarında maaş alacaklarına ve tazminatlarına karşılık verildiği ileri sürülmüştür. Dolayısıyla bu beyanlar, senedin verilme amacının tespitinde yeterli olmadığı gibi senette ki "malen" ibaresi de taraflarca kabul edilebilir şekilde açıklanamamıştır.
    Bir an için senedin düzenleniş nedeninin davalıların başlangıçtaki iddialarında olduğu gibi kıdem tazminatı alacağına karşılık verildiği kabul edilse bile, davalı işçi ... iddiası doğrultusunda sözleşmenin 14/07/2010 tarihinde sonlandığı kabulüne göre yapılan hesaplamada da, kıdem tazminatı miktarının bono bedelini karşılamadığı görülmektedir.
    Yukarıda değinilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, her iki davalının birlikte hareket ettiği ve sorumluluğun müştereken ve müteselsilen davalılara yüklenmesi gerektiği gözetilmeksizin, Mahkemece davalılardan sadece ..." ye sorumluluk yüklenmesi hatalı olup, kararın bu yönden bozulmasını gerektirmiştir.
    Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi