16. Hukuk Dairesi 2020/3819 E. , 2021/2208 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1956 yılında yapılan kadastro sırasında,... Mahallesinde bulunan 98 ada 1 parsel sayılı 1.082,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliğinde gerçek kişiler adına tespit ve tescil edilmiş, satış işlemleri ile davalılara intikal etmiştir.
Davacı ... İdaresi, vekili aracılığı ile vermiş olduğu dava dilekçesinde; yörede 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 1988 yılında yapılan 2/B madde uygulaması çalışmasının hatalı olduğunu, Komisyon çalışmaları sırasında 6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 17/1. maddesi uyarınca İşletme Müdürlüklerinden alınması gerekli işgal ve faydalanma suçlarına ait zabıt tutulmuş ve karara bağlanmış yerlere ait dava dosyalarının istenmediğini ve çalışmalarda uygulanmadığını, bunun sonucunda eylemli orman arazilerinin nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman rejimi dışına çıkarıldığını, bu çalışmaları yapan orman kadastro komisyon üyeleri hakkında görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle istenilen kovuşturma izninin İstanbul Valiliği İl İdaresi Kurulu tarafından zamanaşımı sebebiyle reddedildiğini, ancak orman kadastro komisyon üyeleri hakkında açtıkları tazminat davasının İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 10.04.1996 günlü ve 1995/61 Esas, 1996/242 Karar sayılı ilamıyla kabul edildiğini, daha önce 2/B madde uygulamasının yok hükmünde olduğunun tespiti istemiyle hasımsız açtıkları davanın, Adalar Asliye Hukuk Mahkemesince hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, ancak temyiz üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 24.09.2004 tarih ve 2004/7880 Esas, 9015 Karar sayılı kararıyla; "orman kadastro komisyon üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak ya da kendilerine verilen görevlerin dışına çıkarak yaptıkları işlemler hukuk ve ceza davalarına konu olmuşsa bu kişiler tarafından yapılan işlemlerin yok hükmünde sayılacağına" değinilerek kararın bozulduğunu ve 2B madde çalışmalarının yok hükmünde olduğunun kabul edildiğini, bu nedenle 56 nolu Orman Kadastro Komisyonu"nca Kınalıada Mahallesinde bulunan davaya konu 87 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin orman rejimi dışına çıkarma işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine ve tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davaya konu taşınmazla ilgili olarak 56 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan 2/B uygulamalarına ilişkin işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespitine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydında bulunan şerhlerin terkin edilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi tarafından yargılama gideri yönünden, davalılar ... ve arkadaşları tarafından tüm yönlerden temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli olmayıp, hükme esas alınan bilirkişi raporu da taşınmazın niteliğini ve konumunu belirleme açısından kendi içinde çelişkilidir. Şöyle ki, 15.07.2013 havale tarihli bilirkişi raporunun 2. sayfasında “orman kadastrosu yönünden inceleme” başlıklı bölümde; önce taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün 1942 yılında yapılan tahditin içinde kaldığı, (B) ile gösterilen bölümünün tahdit dışında kaldığı belirtilmiş, hemen sonraki paragrafta ise taşınmazın tamamının tahditi yapılan devlet ormanı içinde kaldığı belirtilmiştir. Taşınmazın, yörede 1942 yılında, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan tahdite göre konumu, tahditle irtibatlı krokide gösterilmemiş, sadece aplikasyon ve 2/B haritası ile irtibatı gösterilmiştir. Bu nedenle taşınmazın kısmen ya da tamamen hangi tarihli çalışmada orman sınırları içine alındığı belirlenememiştir. Taşınmaz 3116 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmada tahdit içinde ise, yapılacak incelemede tahdite göre konumu belirlendikten sonra 56 Numaralı Komisyon tarafından 2/B çalışmasına konu edilip edilmediğinin belirlenmesi, konu edilmiş ise bu çalışmanın yok hükmünde sayılması nedeniyle 2/B’ye ayrılan kısmının iptaline karar verilmesi, 1942 yılında yapılan çalışmada tahdit dışında kalan yerlerden ise ilk olarak hangi tarihli çalışmada tahdit içinde bırakıldığı ve yine 2/B madde kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bölümü belirlenerek karar verilmesi, tüm bunların yanında taşınmaz üzerinde kısmen mezarlık bulunduğu bilirkişi raporu ve krokisinden anlaşılmakla, 6831 sayılı Kanun"un 1/D maddesi uyarınca şehir mezarlıklarıyla kasaba ve köylerin hudutları içerisinde bulunan eski (kadim) mezarlıklardaki ağaç ve ağaçlıklarla örtülü yerlerin orman sayılmadığı hükmünün de gözönünde bulundurulmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidlerine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği eksiksiz şekilde dosyaya getirtilerek; önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi kurulu ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde, müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, 6831 sayılı Kanun"un 1/D maddesi hükmüde göz önünde bulundurularak, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.