2. Hukuk Dairesi 2015/10364 E. , 2016/403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Toplanan delillere göre, davacı kadının emekli olduğu, düzenli ve yeterli düzeyde gelirinin bulunduğu, ayrıca adına kayıtlı iki adet taşınmazı ve kamyoneti olduğu, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadın yararına Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, kabulü isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.13.01.2016 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve kanuna uygun olan hükmün tamamının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
KARŞI OY YAZISI
Davacı tarafından açılan boşanma davası sonunda, mahkemece, davalının sadakatsiz olduğu, davacı kadına atfı kabil bir kusurun mevcut olmadığı gerekçesiyle tarafların boşanmasına, davacı kadın yararına 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.
Karar, davalı erkek tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz sayın çoğunluğu tarafından sair temyiz itirazları reddedilmiş, “davacı kadınının emekli olduğu, düzenli ve yeterli düzeyde gelirinin bulunduğu, ayrıca adına kayıtlı iki adet taşınmazı ve kamyoneti olduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği, TMK.nun 175. maddesi koşullarının oluşmadığı, davanın reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı” gerekçesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 175.maddesinde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı açıklanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1988 gün ve 1998/2-656-688, 28.02.2007 gün ve 2007/3-84-95, 16.05.2007 gün ve 2007/2-275-275 sayılı ilamlarında da kabul edildiği gibi; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir, asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemektedir.
Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile birlikte tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yaşam tarzları, evlilik süreleri, evlilik boyunca ve boşanma sonrası oluşacak yaşam düzeyleri birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir.
Davacı kadın emekli olup, aylık brüt 883,84 TL emekli aylığı almakta, eşine ait evde oturmakta, iki adet dairesi ve bir kamyoneti bulunmaktadır. Davalı erkek ise, 850,00 TL emekli aylığı almakta, kendi evinde oturmakta, 6.500,00 TL kira geliri bulunmakta, dosyada mevcut bilgi, belge ve tanık beyanlarına göre, 2 adet kargir bina, organize sanayide 300 m2 dükkân, 1 adet daire,....’de 140 m2 dükkân,...Caddesinde ... adet daire, ...’da 1 adet yazlık ve işlettiği, erkek öğrenci yurdu, internet cafe ve otelden aylık 30.000,00-40.000,00 TL arası gelirinin bulunduğu, şirket ortağı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının davalıya ait evde oturması, davacının her an onu evden çıkarabilecek olması, davacının gelir durumu ile davalının geliri arasında anormal sayılacak bir farkın bulunması, davacının aldığı yaşlılık aylığı ve iki dairesi ile bir kamyonetinin bulunmasının davacıyı yoksulluktan kurtarmasının mümkün görünmemesi karşısında, davacıya uygun miktarda yoksulluk nafakası verilmesi gerekmektedir.
Boşanma halinde “yoksulluğa düşme” durumu değerlendirilirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları yanında; yaşları, evlilik süreleri, evlilik boyunca ve boşanma sonrası yaşam düzeyleri hep birlikte değerlendirilmeli, ulaşılan sonucun yasanın amacına, sosyal gerçekliğe ve hakkaniyete uygun olmasına özen gösterilmelidir. Davalı kadının gerçekleşen ekonomik durumu onu yoksulluktan kurtaracak seviyede değildir. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmuştur. Kadının emekli aylığı ve sosyal-ekonomik durumu dikkate alınarak uygun bir yoksulluk nafakası takdiri doğru olmakla birlikte, mahkemece takdir edilen nafaka miktarı yüksektir. Daha uygun bir nafaka takdir edilmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararının bozulması gerektiğini düşündüğümden, sayın çoğunluğun “yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekir” şeklindeki görüşüne katılamıyorum.