22. Hukuk Dairesi 2019/8504 E. , 2020/260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davalılardan ..."ın 01.05.1998 - 25.04.2006 tarihleri arasında Belediye-İş Sendikası’nın ... şube başkanı, ..."in 15.07.1999 - 19.01.2003 tarihleri arasında ... şube idari sekreteri (şube başkan yardımcısı), ..."nin 07.02.1999 - 09.10.2000 tarihleri arasında ... şube mali sekreteri, ..."nin 09.10.2000 - 19.01.2003 tarihleri arasında ... şube mali sekreteri olarak görev yaptıklarını, davacı Sendika"nın, ... ve civarındaki bir çok belediyelerde örgütlü ve toplu sözleşmeye taraf sendika olduğunu, bir kısım belediyelerin sendika aidatlarının bir bölümünü genel merkeze göndermeleri gerekirken sehven ... Şubesine ait banka hesabına yatırdıklarını ve yatırılan bu aidatların, davacı Sendikanın ... Şubesi yöneticisi olan davalılar tarafından banka hesabından çekilerek genel merkeze intikal ettirilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep haklarının saklı tutulması kaydı ile şimdilik 20.572,88 TL alacağın haksız iktisap tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 01.05.2006 tarihinde davalı ... tarafından yatırılan 7.454,78 TL alacağın geç ödenmesinden doğan 18.848,52 TL faizin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Gerekçe:6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 28. maddesinin altıncı fıkrasında, sendikaların, gelirlerini, bu Kanunda ve tüzüklerinde gösterilen faaliyetler dışında kullanamayacağı ve bağışlayamayacağı hususu belirtilmiştir. Mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"nun 44. maddesi de aynı doğrultudadır.Sendika ile sendika yöneticileri arasındaki ilişkinin hukuki niteliği ise yerleşik Yargıtay uygulamasında kural olarak vekalet ilişkisi olarak kabul edilmektedir.Maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 390. maddesine göre “Vekilin mesuliyeti, umumi surette işçinin mesuliyetine ait hükümlere tabidir. Vekil, müvekkile karşı vekaleti iyi bir suretle ifa ile mükelleftir.” Bu hükümdeki “iyi bir suretle ifa” söz dizininin, mehaz İsviçre Borçlar Kanunu’nun 398/2. maddesindeki ifadeye uygun olarak “sadakat ve özen ile ifa” şeklinde anlaşılması gerekir. Buna göre, vekil, vekalet görevini ifa ederken müvekkiline sadakat (bağlılık) göstermekle ve vekaletin konusunu oluşturan işi özenle yapmakla yükümlüdür.
Somut uyuşmazlıkta, sendikanın ... şubesinde yönetici olarak görev yapmış olan davalılar tarafından genel merkeze ait banka hesaplarına gönderilmesi gereken sendika aidat alacaklarının tahsil edildiği iddiasıyla, buna ilişkin tutarların tazmini ile bir kısım alacakların da işlemiş faizi talep edilmiştir.Dosya içeriğinden, davalılardan ...’ın 01/05/1998 ilâ 25/04/2006 tarihleri arasında ... Şube Başkanı olarak görev yaptığı, ...’in 15/07/1999 ilâ 19/01/2003 tarihleri arasında ... Şube idari sekreteri olarak görev yaptığı, ...’nin 07/02/1999 ilâ 09/10/2000 tarihleri arasında ... şube mali sekreteri olarak görev yaptığı ve ...’nin de 09/10/2000 ilâ 19/01/2003 tarihleri arasında ... şube mali sekreteri olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.Ayrıca davalılardan Necdet tarafından dava konusu borca ilişkin olarak 10/11/2006 tarihinde 19.860,00 TL, 15/11/2006 tarihinde de 200,00 TL tutarında ödemeler yapılmıştır.Sendika dönem bütçesinin 36. maddesine göre de “Şubeler tarafından hiç bir sebep ve bahane ile Belediyelerden ve iş yerlerinden her ne şekilde olursa olsun aidat tahsil edilemez. Aidatlar Genel Merkez banka hesaplarına Belediyeler ve iş yerlerince ödenir. Genel Yönetim Kurulunca ve Genel Yönetim Kurulu üyelerince hiç bir şube yöneticisine aidat toplama ve tahsil yetkisi veremez.”Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 21/12/2017 tarihli ilâmıyla araştırmaya yönelik olarak bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra dava reddedilmiş ise de, bozmanın gereği yerine getirilmemiştir.
Bu maddi ve hukuki olgular ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
1-Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalıların sorumluluğunun gündeme gelebilmesi için, şube tarafından tahsil edilen aidat bedellerinin sendikanın giderleri ve sendikal faaliyetler kapsamında harcanmayıp, bu hususun da kanıtlanamaması gerekmektedir. Buna mukabil, sendika aidat bedelleri sendikanın kurumsal giderleri için sarf edilmiş ise, buna dair tutarların tahsili talep edilemez.Bu noktada ifade etmek gerekir ki, dosya kapsamına ibraz edilen ve aidat bedellerinin sendikal giderler için sarf edildiğine dair belge, fatura ve kayıtların titiz bir şekilde incelenerek ve bu hususta sendika kayıtları da tetkik edilerek buna ilişkin miktarın net bir şekilde tespiti gerekmektedir.Diğer taraftan, sendikal gider kapsamında sarf edilen aidat bedelleri yönünden hiçbir surette işlemiş faiz hesabı yapılamayacağı da nazara alınmalıdır.Dosya kapsamında yer alan inşaat bilirkişinin 22/07/2009 tarihli raporuna göre, sendika şube binasına 2000 yılı rayicine göre harcanan tutar toplamı 7.497,16 TL’dir. Öte yandan davacı sendika vekilinin 23/09/2009 havale tarihli dilekçesi ekindeki belgelere göre de, genel merkez tarafından da bina tadilatı için şubeye maddi kaynak sağlandığı görüldüğünden bu hususlar da dikkate alınmalıdır.Mahkemece, sendika şube yönetimi tarafından sendikal faaliyetler için yapılan harcama tutarı tespit edilmeli, sendika genel merkezi tarafından bina tadilatı için şubeye gönderilen tutar toplamı tespit edilmeli, şube yönetimi için bina tadilatı için sarf edilen tutar gözetilmeli, şube yönetimi tarafından tahsil edilen ve sendikal giderler için harcandığı kanıtlanamayan tutar duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.Ayrıca mahkemece bu tespitlerden sonra yapılacak işlemiş faiz hesabı da denetime elverişli şekilde yapılmalıdır. Eksik inceleme ile verilen karar isabetsizdir.2-Son olarak belirtmek gerekir ki, bozma ilâmında açık olarak belirtilmesine karşın, mahkemece maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan sendika tüzüğünün tam metni ile dönem bütçesinin tam metninin getirtilmemesi de doğru değildir.Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, bozmanın kapsamına göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.