Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3525
Karar No: 2017/8634

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3525 Esas 2017/8634 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı Orman Yönetimi, köydeki taşınmazların tapu kayıtlarının iptali, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalıların elatmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Daire, tapu kayıtları üzerinde bulunan kamulaştırma şerhlerinin silinmesi konusunda bir karar verilmemesinin doğru olmadığını, tapuda kayıtlı olan taşınmazın tamamı yönünden tapu kaydının iptaline karar verilmesinin yanlış olduğunu ve davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilemeyeceğini belirtmiştir. Mahkeme bozma kararına uyduktan sonra, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtları iptal edilerek Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Bu süreçte, Hazinenin çekişmeli taşınmazın tapu maliki olmadığı, davada taraf sıfatı olmayanın hükmü temyiz hakkının bulunmadığı ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise Anayasa'nın 169 ve 6831 sayılı Kanunun 93. maddeleridir. Bu kanun maddelerine göre ormanlar üzerinde her
20. Hukuk Dairesi         2016/3525 E.  ,  2017/8634 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ... Köyü 142 ada 1, 101 ada 4, 101 ada 8, 116 ada 2, 110 ada 110 parsel sayılı taşınmazlar, Ekim 1956 tarihli tapu kayıtlarına dayanılarak tarla niteliği ile davalılar adına tespit ve tescil edilmiş, davacı Orman Yönetimi, 29/06/2010 tarihli dilekçesiyle, taşınmazların kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalıların elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ve davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi, davalılar Hazine ile ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/09/2013 gün ve 2013/6095 - 8020 sayılı bozma kararı özetle; "Orman Yönetiminin temyiz itirazları yönünden: İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmaya göre çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de tapu kayıtları üzerinde bulunan kamulaştırma şerhlerinin silinmesi konusunda bir karar verilmemiştir. Ormanların korunmasına ilişkin Anayasanın 169 ve 6831 sayılı Kanunun 93. maddeleri karşısında, ormanlar üzerinde herhangi bir şerh konulamayacağı halde mahkemece beyanlar hanesindeki kamulaştırma şerhinin silinmesi konusunda karar verilmemiş olması doğru değildir.
    Davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarına gelince; gerek mahkemece hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda, gerekse dairenin geri çevirme kararı sonrasında hazırlanan ek raporda çekişmeli 110 ada 110 sayılı parselin tamamının değil, bir bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlendiği halde, taşınmazın tamamı yönünden tapu kaydının iptaline karar verilmiş olması doğru değildir.
    Bunun yanısıra; Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalıların miras bırakanları adına tapuda kayıtlı olduğuna göre, davalıların taşınmazda haksız bir tasarruf ve elatmasından söz edilemez ve davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre de, Hazine tapuda malik olmadığı ve davaya da müdahalesi bulunmadığı halde, mahkemece davaya dahil edilerek karar başlığında davalı olarak gösterilmiş olması doğru değildir" şeklindedir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne, men"i müdahaleye ilişkin davanın reddine, 110 ada 110 sayılı parselde bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 1.627,45 m2 kısma ilişkin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile eylemli orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
    142 ada 1 sayılı parsel, 101 ada 4 sayılı parsel, 101 ada 8 sayılı parsel, 116 ada 2 sayılı parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile eylemli orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
    Tapu kayıtlarında üçüncü kişiler lehine beyanlar hanesinde bulunan her türlü şerhin silinmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1959 yılında arazi kadastrosu, 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve 21.11.1991 tarihinde ilân edilip kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    Dairenin 2013/6095-8020 sayılı bozma kararında, Hazinenin çekişmeli taşınmazın tapu maliki olmadığı, mahkemece davaya dahil edilmiş ise de herhangi bir davasının veya açılmış davaya aktif katılımının bulunmadığından karar başlığında gösterilmesinin doğru olmadığının açıklandığı ve mahkemece bozma kararına uyulduğu halde; bozma sonrasında tekrar karar başlığında davalı olarak gösterilerek hükmü temyiz etmiş olduğuna; davada taraf sıfatı olmayanın hükmü temyiz hakkı bulunmadığına göre Hazinenin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz dilekçesinin REDDİNE 31/10/2017 günü oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi