23. Hukuk Dairesi 2015/81 E. , 2015/8159 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-karşı davacı vekili avukat ... ile bir kısım davacı-karşı davalılar vekili avukat .... gelmiş olup, davalılardan ...... adına çıkartılan tebligat bila ikmal iade edildiğinden duruşma isteminden vazgeçilmesi üzerine incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, davalı kooperatifin yüklenicisinden daire satın alarak kooperatif üyesi olan müvekkillerinin dairelerinde ikamet ettiğini, ancak toplam 102 daire yapılmasının kararlaştırılmış olmasına rağmen 48 daire yapıldığını ve 180 kişiye bu şekilde satış yapıldığını ileri sürerek, davacıların davalı kooperatife üye olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davacılardan ..... ve .... yönünden davadan feragat etmiş, davacılardan ......"ın ölümü üzerine taraflar anlaşmış ve murisleri ortaklıktan istifa etmiş, davacılardan ..... ve ..... bozma sonrası yargılama sırasında davadan feragat etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacılardan ..... dışındakilerin kooperatif üyesi olduğunu, bu konuda aralarında bir ihtilaf bulunmadığı gibi, davacıların kooperatife müracaat etmeleri halinde bu durumu öğrenebilecekken dava açmaları nedeniyle haksız olduklarını, bu davanın dinlenemeyeceğini savunarak asıl davanın davanın reddini, karşı dava ile ise, karşı davalıların kooperatif taşınmazını işgal ettiklerini, tahliyeleri sonrasında doğacak masraf, işgalleri nedeniyle yapılaşmanın durması nedeniyle doğan tazminat ve karşı davacı kooperatifin itibarinin kaybı nedeniyle doğan tazminat olmak üzere şimdilik 20.000,00 TL"nin karşı davalılardan tahsilini istemiş, bozma ilamı sonrasında her bir karşı davalı bakımından talep edilen zarar miktarını 524,00 TL ila 1.578,27 TL arasında değişen meblağlar olarak açıklamıştır.
Mahkemece, asıl davada; davacılardan ..... ve ......"ün davalarının açılmamış sayılmasına,....."ın davasında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacıların davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine, karşı davanın ise, reddine dair verilen karar, davalı-karşı davacı kooperatif vekilinin temyiz istemi üzerine, ..... ..... tarih ve ..... E., ...... K. sayılı ilamıyla, davayı kabul eden kooperatifin davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği araştırılmadan yargılama giderlerinden sorumlu tutulması, davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmamasına rağmen tek harç alınarak davaya bakılması yönlerinden asıl davada, kooperatifin ortakları aleyhine açtığı men"i müdahale davasının sonucunun beklenmesi ya da bu dava ile birleştirilmesi, mecburi dava arkadaşı olmayan her davalının sorumlu olduğu tazminat miktarı belirtilmeden açılan davaya bakılması yönlerinden bozulmuş, uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davada; davalı kooperatifin davanın açılmasına neden olmadığı, bu nedenle de yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davacılardan ....., ..... ve ..... hakkında verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacılardan ..... ve .... davadan feragat ettiklerinden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacıların davasının kabulüne, karşı dava bakımından ise; karşı davacı kooperatifin açtığı men"i müdahale davalarının bu dava ile birleştirilemeyeceği gerekçesiyle, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-karşı davada davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
A)Asıl davada davalı-karşı davada davacı kooperatif vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz istemi bakımından;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1822,00 TL’dir.
Bozma ilamı sonrasında karşı davacı vekili, her bir karşı davalıdan 524,00 TL ila 1.578,27 TL"nin tahsili istemiş olup, mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, karşı davacı vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
B) Asıl davada davalı-karşı davada davacı kooperatif vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz istemi bakımından;
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle asıl ve karşı davaların haksız işgal tazminatına ilişkin olmamasına göre, asıl davada davalı kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Asıl davada davacılardan .... ve ..... davadan feragat ettiklerine, aralarında mecburi dava arkadaşlığı olmadığına göre, bu davacıların açtığı davanın feragat nedeniyle reddine ve bu davacıların her biri aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, bu davacıların açtığı davada karar verilmesine yer olmadığına ve tek bir vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3)Dairemizin 17.04.2012 tarih ve 2011/4850 E., 2012/2910 K. sayılı ilamı doğrultusunda araştırma yapılarak karar verildiğine, davayı açmakta davalı kooperatifin herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığına, davacıların davalı kooperatife husumet yönelttiklerinin sabit olmasına ve davalı kooperatifin kendisine savunmak amacıyla vekil tutmak zorunda kalmasına göre, her bir davacı aleyhine ve davalı kooperatif lehine ayrı ayrı maktu vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu konuda hüküm tesis edilmemesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (A) bendinde açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davada davacı kooperatif vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz isteminin miktardan reddine, (B-1) bendinde açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (B-2 ve B-3) bentlerinde açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, .... tarihinde oybirliğiyle karar verildi.