21. Hukuk Dairesi 2019/6567 E. , 2020/341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A) Davacı İstemi;
Davacı vekili, davalı Kurumun hizmet kusuru nedeniyle, emekli aylıklarını almak için beklediğini, emekli olabilmek için fazladan prim ödemesi yaptığını iddia ederek, oluşan maddi zararından şimdilik 500,00TL"nin yasal faiziyle birlikte davalı Kurumdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalının Cevabı;
Davalı Kurum vekili, davacı tarafça Kurumun hizmet kusuruna dayanılması sebebiyle davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, yargı yolu yanlışlığı ve görev itirazında bulunduklarını, Karşıyaka İş Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Kurum işleminin mevzuata uygun olduğunu beyanla, davanın reddini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
Mahkemece yapılan yargılamada, davanın Kurum işleminin gecikmesinden kaynaklı oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, 2577 sayılı İYUK"nun 2.maddesinin (b) bendi, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava olduğu, görevli mahkemenin idari yargı olduğu gerekçesiyle, HMK 114/1-b maddesi uyarınca dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenen dosyada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesine göre mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir; Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir; Anılan Kanunun 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olması dava şartıdır ve mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır; Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler; 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.”; davalı ... Başkanlığına yönelik açılan ve görülen inceleme konusu davada, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde 5510 sayılı Yasa"nın uygulama yeri bulunmadığından, sözü edilen 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli olmayıp, idari yargının görevli olduğunun belirgin bulunmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davayı usulden reddeden kararın yerinde olduğu, ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı gerekçesine dayanılmış ve davacı vekiline ait istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
E) Davacının Temyiz Nedenleri;
Davacı vekili, 5510 sayılı Kanun"un 101. maddesi uyarınca Kurum uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğunu, emekli maaşının geç bağlanması nedeniyle maaş geliri kaybının ve fazladan prim ödemesinin bulunduğunu, Kurumun yeterince bilgilendirme yapmaması nedeniyle beklediğini, geç emekli olduğunu savunarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, yaşlılık aylığının geç bağlanmasından kaynaklanan maddi zararların tazmini istemine ilişkindir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134"üncü maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Yine 6100 sayılı HMK’nun “Hukukun Uygulanması” başlığını taşıyan 33.maddesine göre Hâkim, Türk hukukunu resen uygular. Bu kapsamda tarafların dilekçelerinde belirtilen nitelendirme ile hakimin bağlı olmadığı hukuki nitelendirmenin hakim tarafından yapılacağı açıktır.
Somut olayda, davacının 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a ve 4/1-b maddeleri kapsamında Kurum sigortalısı olduğu, 5510 sayılı Yasa"nın 101. maddesine göre dava konusu uyuşmazlığın, yaşlılık aylığı bağlanmasında gecikme sebebiyle meydana gelen maddi zararın giderilmesi talepli olduğu ve böylelikle davanın İş Mahkemesinin görevi alanına girdiği gözetilerek işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G) Sonuç : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
29/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.