3. Hukuk Dairesi 2014/2469 E. , 2014/3962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2012
NUMARASI : 2011/441-2012/290
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, davalı tarafça 19.11.1999-23.11.2004 tarihleri arasında çarpanlı kilovatın yanlış hesaplandığı gerekçesiyle 16.520 TL borç bildirimi yapıldığını, bunun üzerine kendileri tarafından hesabın yanlış yapıldığı gerekçesiyle dava açtıklarını, mahkemece 15.12.2008 tarihinde kesinleşen karar ile 9.422,58 TL borçlu olunduğuna karar verildiğini, bu karar üzerine davalı tarafça borca gecikme faizi tahakkuk ettirildiğini, bunun yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davalıya 12.408 TL faiz ya da gecikme cezası adı altında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, 13.Hukuk Dairesi tarafından; "Dava konusu olayda, gecikme cezası tahakkukunun dayanağının bulunmadığı ve fazla hesaplandığı yönündeki iddianın, karar tarihinden sonra 25.2.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandirilması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6111 sayılı kanunun kapsamında kaldığı; davacının, tasfiye yasası niteliğinde bulunan 6111 sayılı yasadan yararlanma hak ve imkanına sahip olduğu sabittir.
Hal böyle olunca, davacının hükümden sonra yürürlüğü giren 6111 sayılı yasadan yararlanmak için ilgili mercie müracaatının olup olmadığı, müracaatı var ise idarece bu hususta verilmiş bir karar olup olmadığının tesbiti zorunludur. Mahkemece, davacının, 6111 sayılı yasadan yararlanmak için davalı idareye müracaat edip etmediğinin belirlenmesi gerekir." gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan bozma dışında kalan yönler ise kesinleşir. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Somut olaya gelince; davalı, davacının 6111 sayılı kanundan yararlanarak elektrik tüketim borçlarının yapılandırılması amacıyla kendilerine başvurduğunu, ancak davalı kurumun kamu tüzel kişiliği bulunmayan özel hukuk tüzel kişiliğine haiz bir dağıtım şirketi olması nedeniyle enerji bedeli alacaklarının 6111 sayılı kanun kapsamında olduğundan bahsedilemeyeceğini, bu nedenle davacının anılan kanundan yararlandırılmadığını açıklamıştır. Yargıtay bozma ilamında, davacının, tasfiye yasası niteliğinde bulunan 6111 sayılı yasadan yararlanma hak ve imkanına sahip olduğunun açıkça vurgulanması karşısında, davalının davacının başvurusunu 6111 sayılı kanun kapsamında değerlendirmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davalının davacının başvurusunu 6111 sayılı kanun kapsamında değerlendirerek, dava konusu borç yapılandırıldığı takdirde dava konusuz kalacağından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, aksi halde davalının alacaklı olduğu bedele hükmedilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.