1. Hukuk Dairesi 2013/18777 E. , 2015/4161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2011/13-2013/245
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.03.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat F. B.. U.. ile temyiz edilenler vekili Avukat M.. A.. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi D.. A.. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, hukuki ehliyetsizlik nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan N.. F.. G.."in çocuksuz ve dul olarak öldüğünü, geride kendileri ile birlikte çok sayıda mirasçısının kaldığını, murisin hastalıkları sebebiyle uzun süredir hukuki işlem ehliyetini kaybetmiş olmasına karşın 22.02.2008 tarihli vekâletname ile davalı G.. S.."nın vekil kılınarak, muris adına kayıtlı 20 parsel sayılı taşınmazdaki 9 numaralı bağımsız bölümün öteki davalı A.. Ö.."e 10.03.2008 tarihinde satış suretiyle temlik edildiğini, hukuki ehliyete sahip olmadığı bir dönemde murise ait taşınmazın hileli ve danışıklı olarak davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davalı G.. S.."nın vekâletnamedeki yetkiye dayalı olarak tapuda işlem yaptığını, ona karşı husumet yöneltilemeyeceğini, mirasbırakanın çok sayıda mirasçısı bulunduğundan davacıların tek başına aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, davalı A.. Ö.."ün ise çocuğu bulunmayan murise bir nevi evlatlık yaptığını, onun tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, murisin zor duruma düşmesi sebebiyle evini sattığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 24.12.2012 tarihli raporu uyarınca mirasbırakan N.. F.. G.."in akit tarihinde hukuki işlem ehliyetini haiz olmadığı, davacıların payları oranında dava açmalarına da yasal bir engel bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacıların mirasbırakanı N.. F.. G.."in adına kayıtlı bulunan 9 numaralı bağımsız bölümü davalı A.. Ö.."e dilediği bedelle satmak üzere Bakırköy 1. Noterliğince düzenlenen 22.02.2008 tarihli ve 537 yevmiye numaralı vekâletname ile diğer davalı G.. S.."yı vekil kıldığı, G.. S.."nın da anılan vekâletname ile işlem yaparak çekişme konusu taşınmazı 10.02.2008 tarihinde davalı Ayşegül"e satış suretiyle temlik ettiği, murisin 13.11.2010 tarihinde öldüğü ve geride davacılar haricinde dava dışı dört mirasçısının daha kaldığı, ayrıca İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu"nun 24.12.2012 tarihli raporu uyarınca murisin akit tarihi olan 10.03.2008 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yaparak çekişmenin giderilmesi konusunda gözetilmesi gerekli yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak hakime aittir.
Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tâbidir. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet ise, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 701. ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK"nin 701. maddesinde (...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
TMK"nin 702/2. maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (11.10.1982 tarihli 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
Somut olaya gelince, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre eldeki davanın baştan beri terekeye iade istekli olarak açıldığı sabittir. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olduğundan, Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi uyarınca tüm mirasçıların davada yer almaları gerekmektedir.
Hâl böyle olunca, öncelikle davaya katılmayan öteki mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere esas hakkında hüküm kurulmuş olması isabetli değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.