17. Ceza Dairesi 2018/1072 E. , 2018/4450 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b,143,35/1-2, 116/4, 151/1, 168/2 ve 43/1(iki kez) maddeleri uyarınca 2 yıl 7 gün, 1 yıl 3 ay ve 2 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 29. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/10/2013 tarihli, 2013/515 Esas ve 2015/560 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın istem yazısında;
“Dosya kapsamına göre, olay tarihinde sanığın, müştekinin evinin penceresinden girmek suretiyle evde bulunan kasayı yerinden alarak hırsızladığı ve söz konusu kasayı evin yakınında bulunan ... plakalı aracının bagajına koyduğu, ardından sanığın aynı yöntemle tekrar eve girdiği, evi karıştırdığı esnada müştekinin eve gelmesi üzerine kaçmaya çalıştığı, müştekinin müdahale ettiği, yaşanan boğuşma esnasında kolluk görevlilerinin gelerek sanığı yakaladığı ve mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu, bu itibarla sanığın kasayı hırsızlayarak aracının bagajına koyması eylemini müteakip, tekrar eşya hırsızlamak amacıyla aynı eve ikinci kez girmesinin, önceki kasa hırsızlığı eyleminin devamı niteliğinde olduğu, aynı zaman dilimi içinde gerçekleşen eylemlerin tamamlanmamış tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağı, somut olayımızda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına imkan bulunmadığı gibi, hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı cihetle, sanığın hırsızlığa teşebbüs suçundan cezalandırılması ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Zincirleme suç hükümlerini düzenleyen 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi incelendiğinde;
a-Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b-İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c-Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Doktrin ve uygulamada zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerektiği konusunda görüş birliği bulunmaktadır;
“Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gereklidir. Bunun sonucu olarak; aynı mağdura karşı aynı zamanda aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu halde zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırım yapılamayacak, ancak bu husus TCK"nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde gözönüne alınabilecektir.” (CGK.16.04.2013 gün ve 1407-140)
“Sanığın bir apartmanın üçüncü katında oturan yakınanın evine penceresinden girerek para ve bir kısım eşya ile birlikte aldığı otomobil anahtarıyla evden çıkıp hemen evin önünde otoparkta bulunan aracı çalması eyleminde, araya zaman aralığı girmediği ve fiilin kesintiye uğramadan devam ettirildiği gözetildiğinde zincirleme suç hükümlerinin uygulama yerinin bulunmadığı, sanığın eyleminin bütün halinde tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağı kabul edilmelidir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 02.10.2007-6-195/197)
“...Hırsızlık yapmak için eve giren failin evden çeşitli kişilere ait eşyaları alarak dışarı çıkması veya eşyaların hepsini birden değil de birer birer dışarıdaki araca taşıması halinde yapılan hareketler aynı suçun icra hareketleri olduğu için zincirleme suç gerçekleşmez. Ortada bir suç olduğu için faile tek ceza verilir ve bu ceza 43. maddenin 1. fıkrası gereğince artırılamaz.” (Dönmezer/Erman, I, (14) no:529
İnceleme konusu somut olayda;
Hükümlü ..."ın “Müştekinin evinin penceresinden girmek suretiyle evde bulunan kasayı çalarak kasayı evin yakınında bulunan ... plakalı aracının bagajına koyduğu, ardından sanığın aynı yöntemle tekrar eve girdiği, evi karıştırdığı sırada müştekinin eve gelmesi üzerine kaçmaya çalıştığı, müştekinin müdahale ettiği, yaşanan boğuşma esnasında kolluk görevlilerinin gelerek sanığı yakaladığı” şeklindeki eyleme ilişkin mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu, bu nedenle sanığın kasayı çalarak aracının bagajına koyması eylemini müteakip, tekrar eşya çalmak amacıyla aynı eve ikinci kez girmesinin, önceki kasa hırsızlığı eyleminin devamı niteliğinde ve aynı zaman dilimi içinde gerçekleşen tamamlanmamış tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağı, somut olayımızda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına imkan bulunmadığı gibi, kolluk görevlilerinin olay yerine gelmesi nedeniyle hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı, sanığın hırsızlığa teşebbüs suçundan cezalandırılması ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır.
SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
Sanık hakkında kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık suçundan verilen Bakırköy 29. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/10/2013 tarihli, 2013/515 Esas ve 2015/560 Karar sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, ancak bozma nedenine göre bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMK"nın 309. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kararda TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması ile ilgili 3. madde ile bu maddedeki ceza miktarı üzerinden TCK"nın 35. maddesine göre teşebbüse ilişkin indirim yapılan 4. maddenin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine 3. madde olarak;
“Sanığın eylemi teşebbüs aşamasında kaldığından hakkında verilen ceza TCK 35/1-2 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, olayın özelliği, suç konusunun önem ve değeri ve teşebbüsün derecesi dikkate alınarak takdiren ¼ oranında indirilerek sanığın neticeten 1 yıl 9 ay HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” cümlesinin eklenmesine, diğer madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmek sureti ile hükmün diğer kısımlarının aynen infazına, karardaki diğer hususların saklı tutulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 02/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.