21. Hukuk Dairesi 2014/24597 E. , 2015/5982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı nezdinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinin konfeksiyon imalatına ilişkin olup 1989 yılında 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davacı adına verilen işe giriş bildirgelerinden 01/04/1997 tarihli olanın imzalı olduğu, diğer 05/04/2007 tarihli bildirgenin ise internet yoluyla Kuruma verildiği, 1997/1.-2009/8. aylar arası kısmi bildirim yapıldığı, davacı tarafından gösterilen tanıklar beyanlarında, davacının doğum nedeniyle çalışmadığı süreler haricinde kesintisiz bir şekilde çalıştığını, davalı tarafından gösterilen tanıklar ise, davacının çalıştığı güne göre bildirim yapıldığını, işyerinin bazı bölümlerinde çalışmalara ara verildiğini belirttikleri, davacının 2006/6. ayda 10 gün, 2007/5. ayda 5 gün ve 2007/10. ayda 10 gün raporlu olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dönem bordrolarının getirtilmediği, tanık beyanlarında geçen davacının doğum nedeniyle ara verdiği dönemin açıkça tarih olarak belirlenmediği, yine davacının raporlu olduğu sürelerin dışlanmadığı, tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmediği, dolayısıyla tüm bu hususlar dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur
Yapılacak iş; öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip beyanlarını almak, davacının nüfus kayıt örneği dosya içerisine alınarak doğum nedeniyle ara verdiği dönemi belirlemek, raporlu olduğu süreleri dışlamak, tanık beyanları arasında oluşan çelişkileri gidermek, gerekirse Kurum, vergi idaresi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ... İnternasyonel Giyim San. Tic. Ltd. Şti."ne iadesine, 23/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.