Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5162
Karar No: 2017/7123
Karar Tarihi: 11.12.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5162 Esas 2017/7123 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/5162 E.  ,  2017/7123 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/12/2015 tarih ve 2009/635-2015/1093 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ... Şirketi ile benzin istasyonu ve müştemilatıyla ilgili kira sözleşmesi yaptığını, dava dışı şirketin kira borçlarını ödememesi üzerine icra takipleri yapıldığını ve kesinleştiğini, müvekkilinin 784.312,48 TL alacaklı olduğunu, dava dışı şirketin ticaret odasındaki kaydının dondurulduğunu ve 01.01.2009 tarihinde şirket üyeliğinin iptal edildiğini öğrendiklerini, 09.12.2009 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini, alacağın tahsilinin imkansız hale geldiğini, talebin çoğunlukla faiz alacakları olup kiraların zamanında ödenmemesinden doğduğunu, mevzuat ve ana sözleşme gereklerini yerine getirmeyen yönetim kurulu üyelerinin şirkete, ortaklara ve alacaklılara karşı sorumlu olduklarını, şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcut ise şirket yönetim kurulunun üzerine düşen edimleri yerine getirmediğinden sorumlu olduğunu, şirket yönetim kurulunun rekabet yasağını da ihlal ettiğini, yönetim kurulu üyelerinin başka şirketlerde yönetim kurulu başkanı ve üyesi olarak görev yaptıklarını, bu şirketlerin tamamının faaliyet konularının akaryakıt ticareti olduğunu, davalı şirket denetçisinin de denetim görevini yerine getirmediğini ileri sürerek, 784.312,42 TL’nin, davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davacının alacağını şirketten talep etmesi gerektiğini ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun şirkete karşı olduğunu, üçüncü kişinin doğrudan doğruya tazminatın kendisine ödenmesini isteyemeyeceğini, şirket yönetim kurulu üyelerinin şirket ortağı olup sorumluluklarının taahhüt edilen sermaye ile sınırlı olduğunu, kira sözleşmesine aykırı davranan ve zarara sebep olan tarafın davacı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, borcun şirkete ait olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin veya denetçinin sorumlu olmadığını, müvekkili denetçinin görevini layıkıyla yerine getirdiğini, borçlu şirketin faaliyetlerine devam ettiğini, davacının kefillere müracaat hakkının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirket borçlarından kural olarak şirketin sorumlu olduğu, ortakların sorumluluğunun taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı olduğu, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu için kanun ve ana sözleşmeyle kendilerine verilen görevleri kasten veya ihmal sonucu yerine getirmemiş olmalarının gerektiği, davacı tarafın davalıların kasıt ve ihmallerine dair somut bir iddia ve kanıt ileri sürmediği; salt kira borcunun ödenmemiş olmasının ve ödemede gecikmeye düşülmesinin yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu için yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK hükümleri uyarınca anonim şirketlerde yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur.
    Zarar gören şirket alacaklılarının da yöneticiler ve denetçiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Şirket alacaklılarının dava açma hakkı da doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik içerir. Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar şirket alacaklılarını etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, şirket alacaklılarının dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak, şirket alacaklısı TTK"nin 309 ve 340 ncı maddeleri uyarınca dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. İkinci durum ise, doğrudan zarar halidir. Bu ihtimalde yöneticilerin veya denetçilerin eylemleri sonucunda şirket alacaklılarının ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar söz konusudur. Anılan zarar türünde ortaklığın zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Bu dava türünde ise alacaklılar, talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isterler.
    Uyuşmazlık konusu olayda dava dışı ... A.Ş"den alacaklı olduğunu iddia eden davacının dava dilekçesinde yaptığı açıklamalar değerlendirildiğinde, ileri sürülen maddi olgular tamamen yönetici ve denetçi konumunda olan davalıların dava dışı anonim şirketinin zararına neden olan eylemlerdir. Başka bir anlatımla, açıklanan zararlar, dava dışı anonim şirketin doğrudan, davacının ise, dolaylı zararı kapsamındadır.
    Bu durum karşısında, davacının açtığı davanın mülga 6762 sayılı TTK"nin 309 ve 340. maddeleri kapsamında açılan bir dava olduğu, böyle bir davada hükmedilecek tazminatın ancak dava dışı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açabileceği, davacının kendi adına tazminatın hüküm altına alınmasını istediği, bu şekilde dava açılamayacağı dikkate alınıp, bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK 437/7. maddesi gereğince açıklanan bu gerekçeler ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi