3. Hukuk Dairesi 2013/19518 E. , 2014/4341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2013
NUMARASI : 2012/237-2013/238
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı idareye elektrik aboneliği bulunan davacı şirkete ait işyerinde davalı kurum görevlileri tarafından 13.01.2010 tarihinde yapılan kontrolde, sayaçla oynandığı iddiasıyla mühür fekki tutanağı tanzim edilip usulsüz elektrik kullanıldığı gerekçesiyle 14.906,28 TL ceza kesildiğini, davacı ekmek fabrikası işlettiğinden ticari faaliyetinin durmaması amacıyla borcu taksitler halinde ödemek zorunda kaldığını ancak sayaca müdahalenin olup olmadığının tespiti için mahkemede yaptırdığı tespit dosyası ile alınan bilirkişi raporunda, davacının kaçak-usulsüz elektrik kullanmadığının belirlendiğini bu nedenle davalı idare tarafından kesilen ve davacıdan tahsil edilen bedellerin haksız olduğunu ileri sürerek, davalı tarafa ödenen bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davacının borcu kabul edip ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödemesi nedeniyle dava konusu edilecek durum bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacı abonelikte sayaç mühürlerinin kırık olduğu hususu ihtilafsız olmakla birlikte tüketimin doğru tespit edilmesini engelleyecek bir müdahale bulunmadığından davacının kaçak elektrik kullanmadığının ispatlandığı ve davacı abonenin herhangi bir usulsüz kullanımının bulunmadığı bu nedenle davacıdan kaçak/usulsüz kullanım nedeniyle alınan tutarın iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, haksız yere ödenen elektrik bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketimine ilişkin 13/a maddesi "Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir." hükmünü içermektedir. Aynı yönetmeliğin 15.maddesi; kaçak elektrik tespitinin, süresinin tüketim miktarı hesaplamasının ve tahakkukun nasıl yapılacağını açıklamıştır. Buna göre, kaçak elektrik kullanım süresinin belirlenmesi ve tüketim hesaplanması, kaçak kullanım tarihinde yürürlükte bulunan kurul kararına göre yapılması gerekir. Buna göre EPMH.yönetmeliği ve yönetmeliğin atıf yaptığı EPDK tarafından yayınlanan Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddelerinde, kaçak elektrik kullanımı ve ek tahakkuka ilişkin düzenlemeler çerçevesinde kaçak tüketime ek olarak geriye dönük tüketim hesabı yapılmalıdır.
Ne var ki davalı tarafın, davacının kaçak elektrik kullandığı yönünde bir iddiası bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davalı idarenin bilirkişi raporuna yönelik olarak yaptığı itirazında ve 05.07.2013 tarihli celsede, "Davacı tarafın sayaca müdahale etmediğini kabul ettiklerini, tüketimin artmamış olabileceğini ancak sayacın mühürlerinin kırılması nedeniyle sözleşme gereği 1.5 kat ceza tahakkuku yapma hakkının bulunduğunu, borcun kaynağının mühür bozma suçuna ilişkin olduğunu, dava konusu edilen 14.906,00 TL nin, davacının sayaç mühürsüz iken kullandığı elektrik bedeli ile buna ilave edilen 1.5 kat cezai tahakkuk toplamı olduğunu" ifade etmiştir.
Öyle ise mahkemece, davalı tarafın bu itirazı da dikkate alınarak, davalının, davacının kaçak elektrik kullandığına yönelik bir iddiasının bulunmadığı gözetilerek, dava konusu alacağa ilişkin fatura ve belgelerde celbedilerek, dava konusu alacağın niteliğinin belirlenmesinden sonra, bu alacaktan davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesini sağlayan teknik bilirkişi raporunun alınması neticesinde ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.