9. Hukuk Dairesi 2015/2680 E. , 2016/12547 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş ve davalı avukatınca duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı şirkette 10.06.2008-13.06.2012 tarihleri arasında mekanik teknisyen olarak aylık 1.950 TL brüt ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence feshinin geçersiz ve haksız yapıldığını, 45 saati aşan fazla çalışmaları için hiç fazla çalışma ücreti ödenmediğini ileri sürerek, fazla mesai ücreti alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının bir kısım taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının haksız fesih iddiasının yersiz ve konuya ilişkin davanın başka bir mahkemede derdest olduğunu, davacının maaş + prim usulüyle çalıştığını, davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanan iş sözleşmesinde davacının ücretine kanuni fazla mesai ücretlerinin dâhil olduğunu, yıllık 270 saati aşan fazla çalışma yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davalı temyizi yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 426/A maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Davanın karar tarihi itibari ile mahkemece hüküm altına alınan miktar 48,00 TL olup, 1.890,00 TL"lik kesinlik sınırı içinde bulunduğundan, davalının temyiz isteminin HUMK’nun 426/A ve 432. maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
2-Davacı temyizine gelince;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma alacağının hesabı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde on bir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Yasanın 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar olup, 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıdaki ilke kararına aykırı olarak aylık çalışma esası üzerinden fazla çalışma hesabı yapıldığı gibi, hesaplamada ara dinlenme süreleri gösterilmemiş ve denetime elverişli olmayan şekilde fazla çalışma alacağı belirlenmiştir.
Diğer taraftan, taraflar arasında düzenlenen 10.06.2008 tarihli iş sözleşmesinin iki yıl süreli olduğu (10.06.2008– 10.06.2010) ve sözleşmenin 5. maddesinde işçinin fazla mesai ücretlerinin aylık ücrete dahil olduğu hususu kabul edilmiştir. Bu tarih aralığı dışında taraflar arasında düzenlenmiş başka bir iş sözleşmesi yoktur. Bu nedenle, 10.06.2010 tarihinden sonra da aylık ücretin fazla mesai çalışmalarını kapsadığının kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.