21. Hukuk Dairesi 2014/10632 E. , 2015/6147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 19.03.2007 – 19.01.2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; çiçekçilik işi yapan davalı işyerince davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunmadığı, ancak davalı işyerince davacının 17.02.2007 – 04.03.2007 tarihleri arasındaki çalışmalarının davalı Kurum"a bildirildiği, davacının 2006 yılında da yaklaşık 2 ay başka bir çiçekçideki çalışmalarının davalı Kurum"a bildirildiği, davalı işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamında bulunmadığı, ancak 12.07.1991 tarihinden itibaren vergi kaydının bulunduğu, komşu işyeri tanıklarının tespiti için zabıtaya yazılan yazıya; çevreden yapılan araştırmada davacının 2007 – 2009 yıllarında çalıştığının, ancak tam tarihinin belirlenemediğinin tespit edildiğine dair cevap verildiği, daha sonra yeniden araştırma yapıldığı ve tespit edilen iki tanığın; komşu işyerlerine davacının talep ettiği sürenin bitiminden sonra taşındıklarını ve davacıyı tanımadıklarını beyan ettiklerinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi
Kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece, komşu işyeri tanıklarının davacıyı davalıya ait işyerinde çalışırken görmediklerini beyan ettikleri ve davacının davasını ispat edemediği belirtilerek davanın reddi cihetine gidilmişse de; zabıta tarafından tutulan tutanakta komşu işyeri tanığı tespit edilmediği, sadece çevreden yapılan araştırma sonucunun bildirildiği, bu itibarla; davacının talep ettiği dönemde komşu işyeri tanığı olabilecek kişilerin isimleri tespit edilmeden ve bu kişiler mahkemece dinlenilmeden, ayrıca davalı işyerinin defter, fatura vb belgeleri incelenmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; zabıta marifeti ile ya da davalı Kurum"dan sorularak, davacının talep ettiği dönemde davalı işyerine komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişileri tespit ederek dinlemek, özellikle davacı tanığının beyanından davalı işyerinin bir apartmanın alt katında bulunduğu anlaşıldığından; bu apartmanın talep edilen dönemde kapıcısı/bina görevlisi vs gibi çalışanı bulunup bulunmadığı tespit edilerek bu kişi/kişileri dinlemek, davalı işyerinin talep edilen dönemdeki defter, fatura vb kayıtlarını zabıta marifeti ile dosya arasına alarak müşterilere düzenlenen fatura vb belgelerde davacının imzasının bulunup bulunmadığını araştırmak, davacının 2006 yılında çalışması bulunan işyeri sahibi de dinlenilerek toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.