9. Hukuk Dairesi 2015/8871 E. , 2016/12585 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ve işyerinde psikolojik baskı yapılması gibi nedenlerle haklı olarak işten ayrıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davacının 14/01/2008 tarihinde davalı şirkette kalite kontrol şefi olarak çalışmaya başladığını, hiçbir haklı ve yasal bir gerekçe göstermeden işten ayrıldığını, davacının dava dilekçesindeki görevi olmayan işlerin yaptırılması, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ve işyerinde psikolojik baskı yapılmasına dair iddialarının tamamen gerçek dışı soyut beyanlar olduğunu, davacının işbu davayı açmak için hiçbir haklı ve yasal gerekçesinin bulunmadığını, davacı işçinin 06,07,08/06/2013 tarihlerinde üst üste izinsiz ve haklı nedene dayanmadan işe gelmemesi nedeniyle İs Kanu"nun 25/2-g maddesine dayanarak davalı tarafından sözleşmenin haklı bir sebeple fesih gerekçesi oluştuğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak,iş akdinin tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde feshedildiğinin ispat külfetinin davalı işverene ait olduğu, davalının bu yükümlülüğü yerine getiremediği, ayrıca davacının almış olduğu gerçek maaşı üzerinden primlerinin yatırılmadığı, böylece davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği, davacının ücretlerinin ödendiğinin ve yıllık izinlerinin kullandığının ispat külfetinin davalı işverene ait olduğu, davalının bu yükümlülüğü yerine getiremediği, böylece davacının ücret alacağının ve yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, genel tatil ve fazla mesai alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek, kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve genel tatil ücretleri hüküm altına alınmıştır.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.
Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanununun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde fazla çalışma ücreti 9.000,00 TL olarak talep edilmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 2.764,71 TL olarak hesaplanmış ve Mahkemece bu miktar üzerinden 1/3 oranında takdiri indirim uygulanarak 1.843,14 TL fazla çalışma ücretine hükmedilmiştir. Ayrıca, dava dilekçesinde 250,00 TL ücret alacağı istenmesine karşın yerel Mahkemece bilirkişi raporunda olduğu gibi 230,00 TL ücret alacağına hükmedilmiştir. Bu durumda fazla çalışma ücretinde takdiri indirim dışındaki redde konu miktar ve ücret alacağında kabul dışı kalan miktar sebebiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.
3-Yargılama giderlerinin neler olduğu açıklanmadan, denetime olanaklı biçimde kabul-ret oranı belirtilmeksizin hüküm tesisi de hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.