9. Hukuk Dairesi 2015/1296 E. , 2016/12586 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı farkı, işe başlatmama tazminatı farkı ile boşta geçen süre ücreti farkı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, ikramiye alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 27/12/1999 ile 09/04/2010 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalıya ait işyerinde çalıştığını, iş akdinin haksız olarak fesihedildiğini için...2.İş mahkemesinin 2010/464 esas sayılı dosyası ile işe iade kararı verilip, kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, davacının işe başvurmasına rağmen tekrar işe alınmadığını, kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretlerinin eksik ödendiğini, zira, ödemelerin brüt değil net ücret üzerinden yapıldığını, kıdem tazminatı hesaplanırken 4 aylık sürenin eklenmediğini gibi bu 4 ay süre zarfında ücret değişikliğinin de eklenmediğini, fazla çalışma, hafta tatili,ulusal bayram genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ve ikramiyelerinin ödenmediğini iddia ederek, kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı farkı, işe başlatmama tazminatı farkı, boşta geçen süre ücret farkı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, ikramiye alacağı, fazla çalışma-hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kıdem, ihbar ve iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süre ücretlerinin eksiksiz olarak ödendiğini, ibraname ile müvekkilinin ibra edildiğini, ödemelerin içinde asgari geçim indiriminin de bulunduğunu, üç ayda bir yarım maaş şeklindeki ikramiye uygulamasının 01.01.2009 tarihi itibariyle sona erildiğini, işten ayrılırken Nisan 2010 bordrosunda yıllık izin ücreti ödemesi yapıldığını, üst düzey yönetici olarak çalıştığından fazla mesai iddiasının gerçek dışı olduğunu, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmasının olmadığını, hafta tatillerini kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının haksız olarak işten çıkarıldığının mahkeme kararı ile sabit olduğundan işe başlatmak için müracaat ettiğinde de başlatılmadığının tanık beyanları ile dosya kapsamı ile anlaşıldığından kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama ve boşta geçen süre alacaklarının bakiyelerinin ödenmediği, diğer talepleri ise davacının ispatlayamadığı, davacının kendi mesaisini kendisinin belirleyecek konumda müdür olduğu ve şirketi temsile yetkili olduğu, üst düzey yöneticilere ayrıca fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin ödenmemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı farkı, işe başlatmama tazminatı farkı, boşta geçen süre ücret farkı hüküm altına alınmış, diğer istemlerin ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.
Hafta tatili çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Dairemizce son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, hafta tatili çalışmasının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda, böyle bir indirime gidilmemesi gerekir.
4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı, davalıya ai... Mağazalarında pazarlama müdürü olarak aylık brüt 6.499,00 TL ücretle çalışmıştır.
Dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden, davacının ayda 2 pazar gününde çalıştığı, Ramazan Bayramında 1 gün ile Kurban Bayramında 2 gün haricindeki diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda, davacının ayda 2 pazar günü ile Ramazan Bayramında 1 gün ve Kurban Bayramında 2 gün hariç diğer ulusal bayram ve genel tatil günleri için hesaplama yapılmıştır.
Mahkemece, davacının üst düzey yönetici olup mesaisini kendisi belirlediği gerekçesi ile hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacının, tanık beyanlarına göre, ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı, Ramazan Bayramında 1 gün ile Kurban Bayramında 2 gün dışındaki diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı üst düzey yönetici olduğu, bu halin hafta tatili ve genel tatil çalışmalarına etkisinin olmayacağı anlaşıldığından, davacının hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının makul bir oranda takdiri indirim yapılarak hüküm altına alınması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddedilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.