11. Hukuk Dairesi 2016/8389 E. , 2017/7188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/07/2015 tarih ve 2014/868-2015/597 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili nezdinde davalı şirkete diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefaletiyle kredi hesabı açıldığını, davalı şirkete verilen 26 adet çek için 27.170 TL çek yaprağı bedellerinin depo edilmesi için gönderilen ihtarnameye rağmen çek yapraklarının iade edilmediği ve çek yaprağı bedellerinin depo edilmediğini, çek yapraklarından 1 adedinin 01.11.2013 tarihinde 1.045 TL olarak tazmin edilmiş olduğunu ileri sürerek tedavülde bulunan 25 tazmin adet çek için ilgili kanunlar gereğince kredilendirilen 26.125 TL"nin müvekkili banka nezdinde bir hesapta depo edilmesini ve ihtarnameden sonra 01.11.2013 tarihinde tazmin edilen 1 adet çek yaprağı bedeli olan 1.045 TL tazmin olduğu tarihten itibaren yıllık % 60 temerrüt faiziyle birlikte bankaya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tedavülde 24 adet çek yaprığının görüldüğü, bunlardan 10 adedinin müşteride olduğu, 14 adedinin ise karşılıksız olduğunun anlaşıldığı, bu çekler içinde bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın toplam 25.830,00 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın 24 adet çek üzerinden kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı şirkete verilen 25 adet çek için çek yaprağı bedellerinin depo edilmesi ile ödenen 1 adet çek bedelinin istirdatı istemine ilişkin olup, mahkeme kararında bilirkişi raporları özetlendikten sonra bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın kısmen kabulü ile 24 adet çek üzerinden talebin kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş ise de, hüküm açık ve anlaşılır olmayıp infazda tereddüt yaratacak mahiyettedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, hükmün açık, anlaşılır, şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu kurallar yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Somut olayda mahkemece; davacının dava devam ederken bir kısım çek bedellerinin daha ödenmiş olduğu, bu çekler yönünden de talebinin istirdat istemine dönüştüğü ileri sürülmüş olup, mahkemece davacının depo ve istirdat talebine konu çeklerin kaç adet olduğu, hangilerinin ödenmiş hangilerinin tedavülde olduğu konusunda tereddüte mahal vermeyecek şekilde açık, anlaşılır ve gerekçeli olarak hüküm tesisi gerekirken, davacının tüm talepleri karşılanmaksızın ve infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.