21. Hukuk Dairesi 2014/9731 E. , 2015/6338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ölüm aylığına hak kazandığının tespitiyle biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, ölüm aylığı bağlandığından karar verilmesine yer olmadığına, maaş bağlanma talebinin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum"un tüm temyiz itirazlarının reddi ile davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacı murisinin 6.10.2008 tarihindeki ölümü nedeniyle ölümü takip eden ay itibari ile ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; davacı murisinin 9.12.1986-15.8.2005 tarihleri arasında 6726 gün 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, 10.3.2006 ile 6.10.2008 tarihleri arasında 506 sayılı yasa kapsamında 924 gün hizmetinin bulunduğu ve 06.10.2008 tarihinde vefat ettiği görülmüştür. Davacı tarafından 6.2.2009, 30.7.2010, 18.4.2011 tarihlerinde tahsis talebinde bulunulduğu, Kurumun ..."a pirim borcu olması ve ... kapsamında da 5 yıl şartını sağlamadığı için tahsis taleplerini reddettiği, yargılama aşamasında davacının ... prim borcunu ödemesi sonucu hizmet birleştirilmesi yapılarak 5510 sayılı Yasanın 32. maddesi kapsamında davacıya ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Davacının istemi, murisinin sadece ..."dan ölüm aylığı şartlarını sağladığı için ölüm tarihi ölüm aylığı bağlanmasına yönelik olup; Mahkemece ..."a prim borcu ödenmeden tahsis talebinde bulunulduğu için şartları oluşmadığından ölüm aylığına hak kazanmadığına karar verilmiştir.
Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde ... ... hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibarıyla yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır.
Davacı murisinin ölüm tarihi olan 6.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasanın 32/2. maddesine göre; “Ölüm aylığı;
a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,
b) 47 nci maddede yazılı sebeplerle kazaya uğramış, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,
c) Bağlanmış bulunan malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,
durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.”
Buna göre, dava konusu olayda davacının murisinin 5510 sayılı yasa kapsamında 4/1-a maddesi yönünden sigortalılığı incelendiğinde, muris 900 gün şartını sağlamaktadır. 5 yıl sigorta süresi incelendiğinde ise sigorta başlangıcı olarak 9.12.1986 tarihi esas alınacağından haliyle bu süreyi de doldurduğu için hizmet birleştirilmesine gerek kalmadan ölüm aylığı şartları oluşmuştur.
Davacıya hizmet birleştirilmesine gerek olmadan sadece 5510 sayılı yasanın 4/1(a) maddesi kapsamındaki hizmetlerinden dolayı ölüm aylığı bağlanabileceğinden, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.