3. Hukuk Dairesi 2014/3109 E. , 2014/4573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, vasiyetnamenin yerine getirilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece, TMK. nun 602. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı TMK. nun 600. maddesi ;"Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.
Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya ret hakkının düşmesiyle muaccel olur.
Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir." hükmünü içermektedir.
Açıklanan madde hükmü uyarınca; vasiyetnameden kaynaklanan kişisel hak, birden fazla kişiye karşı birlikte ileri sürülmeli ve tamamı hakkında tek hüküm verilmelidir. Eş söyleyişle, vasiyetnamenin yerine getirilmesi davalarında, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır.
Öte yandan, zamanaşımı; yasanın öngördüğü belli bir sürenin geçmesiyle, bir hakkın kazanılmasına veya bir borçtan kurtulunmasına olanak veren bir hukuki müessesedir. Borçtan kurtulma olanağı tanıyan yönüyle, zamanaşımı maddi hukuka ilişkin bir müessese değildir; borçluya borçtan kurtulmasını sağlayacak savunma vasıtalarını sunarsa da, gerçekte bizatihi kendisi borcu ortadan kaldırmaz; sadece, alacağın istenebilmesi hakkını zaman itibariyle sınırlar. Borç varlığını sürdürdüğü halde, borçlu, zamanaşımı müessesesine dayanarak, artık o borcun kendisinden istenilemeyeceğini savunabilir; yargılama usulüne ilişkin kurallar kendisine böyle bir def"ide (zamanaşımı def" inde) bulunma olanağı tanır. (HGK. 22.10.2003 günlü ve 2003/4-603 E, 2003/594 K.).
Somut olayda; davalılardan ...davanın reddini, diğer davalılar ... ve ... ise davanın TMK. nun 602. maddesinde öngörülen 10 yıllık süre geçtikten sonra açıldığını savunarak, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini dilemiştir. Her ne kadar, zamanaşımı defi, tüm dava arkadaşları tarafından birlikte ileri sürülmemiş ise de; HMK. nun 60. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, bir kısım davalılar tarafından ileri sürülen zamanaşımı definin, tüm dava arkadaşları bakımından hüküm ifade edeceği açıktır. Buna göre, mahkemece; mecburi dava arkadaşlarının bir bölümümün ileri sürdüğü zamanaşımı definin ön sorun şeklinde incelenmesi yerindedir.
Ne var ki, mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. K. m. 17).
Mirasbırakan, 20.03.1987 tarihinde ölmüştür. Buna göre zamanaşımı definin, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümleri gözetilerek incelenmesi gerekir.
743 Sayılı TKM. nin 580. maddesi; kendisine belli bir şey vasiyet edilen kişinin açacağı istihkak davasının, kazandırmanın (teberrunun) kendisine bildirildiği günden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını hükme bağlamıştır.
Davaya konu vasiyetname, muayyen (belirli) mal vasiyeti niteliğinde olup, ...Sulh Hukuk Mahkemesince 30.09.1992 tarihinde (usulünce) açılmıştır. Temyize konu dava ise, 10 yıllık zamanaşımı süresinin sona ermesinden sonra, 10.04.2012 tarihinde açılmıştır.
Bu itibarla, mahkemece; açıklanan bu hususlar gözönüne alınmadan yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun değilse de; sonucu itibariyle verilen karar doğru bulunduğundan, HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin açıklandığı şekliyle değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 0.90 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.