22. Hukuk Dairesi 2016/32420 E. , 2020/297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı/karşı davalı vekili, davacının kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalı/karşı davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı/karşı davacı vekili, davanın reddi gerektiğini savunarak, davacının işyerinde zarara sebebiyet verdiğinden bu zararın tazminini davacı/karşı davalıdan talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın da kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu:
Kararı davalı/karşı davacı vekili gerekçeli temyiz dilekçesi sunarak, davacı/karşı davalı vekili ise süre tutum dilekçesi ile temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve davacı/karşı davalı tarafın temyiz dilekçesinin gerekçesiz olmasına göre davacı/karşı davalının tüm, davalı/karşı davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanıkların ortak beyanları doğrultusunda davalıya ait işyerinde iki vardiya halinde haftanın 6 günü 12 saat çalışıldığının kabulüyle haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir. Ancak dosyada dinlenen tanık beyanlarından davacının bir hafta gündüz vardiyasında 08.00-18.00 saatleri arasında, diğer hafta ise 18.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı/karşı davacı tarafın kararı gerekçeli temyiz dilekçesi ile temyiz ettiği de göz önüne alındığında; davacının tanık beyanlarına göre gündüz vardiyasında 08.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile 9 saat çalıştığı, gece vardiyasında ise hükme esas alınan bilirkişi raporundaki gibi 12 saat çalıştığının kabulüyle yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı/karşı davacı, davacı/karşı davalı işçinin işyerine zarar verdiğini ileri sürmüş ve fazlaya ilişkin hakkını saklı turarak 100,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile davacı işçinin işyerine zarar verdiği tespit edilmiş ancak zararın miktarı konusunda tespit yapılmamıştır. Bu nedenle davacı/karşı davalı işçinin, işyerine verdiği zararın nasıl oluştuğu ve zararın miktarının tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.