3. Hukuk Dairesi 2014/2731 E. , 2014/4590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2011
NUMARASI : 2010/692-2011/334
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonucunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davalının 2883942 nolu elektrik tesisatının kurulu bulunduğu yerde elektrik kullandığını ve tahakkuk ettirilen elektrik bedelini ödemediğini, davalının sarfettiği ve ödemesi gereken elektrik bedelinin 157.375,60 TL olduğunu, elektrik faturalarının yönetmelik uyarınca süresinde ödenmemesi nedeniyle takip tarihine kadar tahakkuk eden gecikme zammı tutarının 22.838,11 TL, tahakkuk eden KDV"nin ise 4.110,86 TL olduğunu, alacağın talebe rağmen ödenmemesi üzerine Şişli 7. İcra Müdürlüğünün 2009/28588 sayılı dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalının dosya borcunun faizine ve yetkiye itiraz ettiğini, faize ve yetkiye itirazların yerinde olmadığını belirterek davalının faiz alacağına ve yetkiye itirazının iptaline, takibin devamına, %40 inkâr tazminatı ve mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili 18/05/2010 havale tarihli cevap dilekçesinde; icra dairesinin yetkisiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahalli mahkemece; davanın İİK. 67.madde gereğince açılan itirazın iptali davası olduğu, İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün 2009/28588 sayılı takip dosyasıyla davacı tarafça davalılar aleyhine 21/10/2009 tarihinde, 157.375,60 TL asıl alacak 22.838,1l TL gecikme cezası ve 4.110,86 TL KDV olmak üzere toplam 184.324,57 TL alacağın tahsili amacıyla ve genel haciz yoluyla takipte bulunulduğu, ödeme emrinin davalılara 27/10/2009 ve 02/11/2009 tarihlerinde tebliğ edildiği, davalılar vekilinin 03/11/2009 tarihli süresindeki itirazı üzerine takibin İİK’nun 66. maddesi uyarınca durduğu, itirazın iptali istemli eldeki davanın da İİK’nun 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı, davalıların takip dosyasındaki itirazlarının Şişli İcra Dairesinin yetkisine ve takipte uygulanan faiz oranına ilişkin bulunduğu, davalıların istenen tüketim bedeline herhangi bir itirazları olmadığı, gecikme zammı ve KDV üzerinden reeskont faizi istenemeyeceğinin davalılar tarafından itiraz olarak ileri sürüldüğü, davaya konu elektrik tüketiminin yapıldığı ve elektrik tesisatının kurulu bulunduğu yerin dosyaya sunulu Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi ve Adi Ortaklık Sözleşmelerinden de anlaşıldığı üzere Şişli İlçesi sınırları içinde olduğu, sözleşme Şişli İlçe sınırlarında ifa edildiği, HUMK.nun 10 ve BK"nun 73.maddeleri uyarınca takipte Şişli İcra Daireleri yetkili olduğu, davalıların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemesi ve toplanan delillere göre davacının itirazsız kesinleşen 157.375,60 TL asıl alacağına 22.838,1l TL gecikme zammı ve takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmayan oranda avans faizi uygulanması gerekçesiyle davalıların gecikme zammı ve faiz oranına ilişkin itirazları yerinde olmadığı, davalıların gecikme zammına ve faiz oranına ilişkin itirazlarının iptaline, asıl alacağa davacı talebini aşmayacak oranda takipten itibaren avans faizi yürütülmesine asıl alacağa itiraz olmadığından icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; abonenin sarfettiği elektrik bedelinin zamanında ödenmemesi nedeniyle tarife, yönetmelik ve sözleşme hükümleri gereğince, davalının ana tüketim bedeline ilave edilen gecikme zammından sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle uyuşmazlığa uygulanması gereken meri mevzuat hükümlerinin incelenmesinde yarar vardır.
09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26.maddesi; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddesi; idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50. maddesi; fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, bu tebligattan sonra fatura bedeli 10 gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir, hükmünü içermektedir.
25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin "Zamanında Ödenmeyen Borçlar" başlıklı 24.maddesi ise; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.
01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı Resmî Gazete ile 24/2. maddesindeki “kesilebilir” ibaresi “kesilir” şeklinde değiştirilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir. Söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir."
09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.
Kaldı ki taraflar arasında imzalanan 10/10/2008 tarihli Elektrik Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesinin 5/d. maddesine göre; “Müşteri tahakkuk ettirilen fatura bedelini fatura veya ödeme bildiriminde belirtilen ödeme merkezlerine süresi içinde ödemekle yükümlüdür. Müşteriye tahakkuk ettirilen fatura bedeli, belirtilen son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde, şirket müşteriye bir kez daha bildirimde bulunur. Bu bildirime rağmen, fatura bedeli bildirimi takip eden (5) iş günü (dahil) içerisinde ödenmediği takdirde elektriği kesilir” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davalıya karşı müteselsilen sorumludur. Davacının 16/02/2009-15/06/2009 tarihleri arasındaki (4) adet elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik ve taraflar arasında imzalanan 10/10/2008 tarihli sözleşme gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalı açısından (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından davacının müterafik kusuru nedeniyle indirimi gerektirir.
Hâl böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik, tarife ve taraflar arasında imzalanan 10/10/2008 tarihli sözleşme gereğince (borç ödenmemesi nedeniyle) elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi (gecikme zammı dahil), bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin (kendisi için) müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davalı açısından gecikme zammından indirim sağlayacağı nazara alınarak, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.