Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/801
Karar No: 2017/9530

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/801 Esas 2017/9530 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/801 E.  ,  2017/9530 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.07.2014 gününde verilen dilekçe ile TMK 722, 723 ve 724 maddesi gereğince tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 10.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 19.12.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden bir kısım davalılar ... v.d. vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    KA R A R

    Davacı vekili, 14.07.2014  tarihli  dilekçesi ile 275 sayılı parsel sayılı taşınmazın müşterek mülkiyet şeklinde davalı mirasçılar adına  tapuya kayıtlı olduğunu, davacının bu taşınmazın 1000 metrekarelik bölümüne davalıların murisi Ali Çakal"ın rızası ile 2000 yılında tavuk kümesi ve bina inşa ettiğini, TMK"nın 724. maddesi uyarınca uygun bir bedel karşılığında taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, bu talebin kabul görmemesi halinde TMK"nın 722-723 maddeleri doğrultusunda, yapı değerinin tamamı kadar tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.   
    Davalılardan ... ve ... vekili, davalı ..."nın davacının eşi olduğunu ve yapılan inşaatta davalının maddi desteğinin bulunduğunu, davacının inşaatı tamamen kendisinin inşa etmediğini bu sebeple eğer varsa katkı bedelini isteyebileceğini, fenni kümesin 896 m2, tek katlı binanın 126 m2, çelik sundurmanın 45,5 m2, kuruluğun ise 90 m2 olmak üzere toplam 1575,5 m2"lik davaya konu bölümün ifraz imkanı da bulunmadığını, temliken tescil şartları oluşmadığını, davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili 10.04.2015 tarihli oturumda davayı kabul ettiklerini, maddi olayların doğru olduğunu, davanın kabulüne karar verilecekse davalıların paylarına düşen arazi bedelini talep etmediklerini beyan etmişlerdir.
    Mahkemece, 07.09.2015 tarihinde keşif yapılmış, tanıklar dinlenmiş,Fen  bilirkişisi 10.09.2015 tarihli raporunda taşınmazın üzerinde 14 m2 x 64 m2 ebatlarında fenni kümes ve 12 m2 x 10.50 m2 ebatlarında tek katlı bina ve 15 m2 x 6 m2 ebatlarında kuruluk ve 3,50 m2 x 13 m2 ebatlarında çelik sundurma ve 2,50 m2 x 3,30 m2 ebatlarında foseptik çukuru ile iki metre yüksekliğinde 109 metre boyunda istinat duvarının mevcut olduğunu bildirmiştir.  
    İnşaat mühendisi bilirkişi ve mülk bilirkişisi 05.10.2015 tarihli  raporlarında  dava tarihi (07.07.2014) itibariyle arazi değerinin 139.500,00 TL, taşınmazın toplam değerinin 404.500,00 TL; olduğunu bildirmişlerdir.
    Davalılardan ..."ın dava açılmadan önce 02.01.2013 tarihinde 275 parsel sayılı taşınmazdaki payını diğer davalı ..."a satarak devrettiği dikkate alınarak ispatlanan davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davalı ... yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davanın kabulü ile;  275 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile; davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, mahkeme veznesine depo edilen 61.031,25 TL bedelin davalı ...’a ödenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Ancak, dava, Türk Medeni Kanunu’nun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tespit veya tazminat istemine ilişkindir.
    TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
    TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
    Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır;
    a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır.
    TMK’nın 724. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
    Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul)
    İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.
    b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. (Objektif koşul)
    c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir.
    d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
    Somut olayda; dava konusu 275 parsel sayılı 9300 m2 fındık bahçesi niteliğindeki taşınmaz tapuda  davalı  Kadriye adına 7/16, diğer davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına 3/32 pay oranı ile 02.01.2013 tarihinde müşterek mülkiyet şeklinde kayıtlıdır. Davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili 10.04.2015 tarihli celsede imzalı beyanı ile davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 309, 310 ve 311 maddeleri gereğince kabul beyanında bulunan müşterek paydaşların payları yönünden davanın kabulü doğrudur. Ancak 275 parsel sayılı taşınmazın önceki maliki 06.09.2003 tarihinde vefat eden davalılar murisi Ali Çakal"ın dava konusu taşınmazı davacıya haricen sattığı yahut mülkiyet hakkını davacıya terk ettiğine dair delil bulunmadığı ve TMK’nın 724. maddesi uyarınca davacı lehine tescil koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, tapu iptali ve tescil talebinin davalı ..."ın 7/16 payı yönünden reddedilmesi gerekir. Ancak davacının ikinci kademedeki tazminat isteminin davalı ..."ın payı yönünden incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılardan ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."a verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı ..."a iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi