20. Hukuk Dairesi 2016/4056 E. , 2017/8908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ..., 17.05.2002 günlü dilekçesiyle; ...Beldesi (...), ... mevkiinde bulunan sınırlarını bildirdiği 1629 m², 832 m², 221 m², 1459 m² ve 487 m² yüzölçümündeki 5 parça taşınmazı eklemeli olarak, 40 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla çekişmesiz ve aralıksız zilyet ettiğini, yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.03.2009 gün ve 2009/2239 E. - 5141 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “...İmar ve ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların niteliklerinin, imar ve ihya edildiklerinin ve üzerilerinde sürdürülen zilyetliklerin, başlangıç ve sürelerinin, kullanılıp kullanılmadıklarının ve tasarruf sınırlarının ne oldukları hususlarında en eski tarihli hava fotoğrafı ile memleket haritaları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritalarında usulünce araştırılmadığı, gerçek eğim durumları belirlenmediği, eski ve yeni niteliğinin belirlenmediği, keşif sırasında taşınmazları çeşitli yönlerinden hali hazır durumlarını gösterir renkli fotoğraflarının çektirilmediği, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları düzenlenip düzenlenmediği ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri kullandığı için... adına ecrimisil tahakkuk ettirilip ettirilmediğinin araştırılmadığı, çekişmeli taşınmazın ...Toprak Sanayi A.Ş. tarafından, beton santralı yapılmak üzere Hazineden taşlık ve çalılık 26500 m² yüzölçümünde olarak kiralanmak ya da satın alınmak istenen alanda kalıp kalmadığının belirlenmediği, davacı ... ...’un ......mahallesinde bulunan 1000 m² yüzölçümündeki taşınmaz için ecrimisil ödemesi nedeniyle malik sıfatıyla zilyet olup olmayacağı düşünülmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, dava konusu taşınmazların orman tahdit ve haritalarına göre orman sayılmayan yerlerden olduğu, ancak makilik alan olarak tefrik edilen sahada kaldıklarından 6831 sayılı Kanunun 5831 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi ve 30.04.2010 gün ve 2004/1 – 1 sayılı İBK uyarınca imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla kazanılamayacakları gerekçesiyle davacı gerçek kişinin davasının reddine ve fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 29.03.2005 tarihli raporda sarıya boyanarak (A) ile gösterilen 1629 m², (B) ile gösterilen 832 m², (C) ile gösterilen 221 m², (Ç) ile gösterilen 1459 m² ve (D) ile gösterilen 487 m² yüzölçümündeki taşınmazların Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmekle hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/03/2014 gün ve 2013/8067 E. - 2014/3566 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “.... Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman tahdidi dışında eğimi düşük çalılık ve makilik alan olması nedeniyle zilyetlikle kazanılabileceği nazara alınarak davacıların zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, varsa ne zaman ve nasıl başladığı ve ne şekilde sürdürüldüğü, imar ve ihyanın gerçekleşip gerçekleşmediği gibi hususlarda inceleme ve değerlendirme yaparak davanın esasına ilişkin karar verilmesi gerekirken 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı ve 6831 sayılı Orman Kanuna 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen Ek 10. madde hükmünün yanlış yorumlanması nedeniyle gerçek kişinin davasının reddine, Hazinenin karşı tescil isteminin kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır..." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra,... ili, Merkez ilçesi, ... (...Beldesi) ve fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 29/03/2005 tarihli krokili raporda (A), (B), (C), (Ç), (D) harfi ile gösterilen sırasıyla 1.629 m2, 832 m2, 221 m2 , 487 m2 miktarındaki taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmış taşınmazların, imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi; daha sonra, 1974 yılında yapılıp 20.10.1975 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp 14.02.1988 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, orman kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Taşınmazların bulunduğu ... köyünde 1 ilâ 135 sayılı parsellerin kadastro çalışmaları 1963 yılında yapılıp, sonuçları 23.11.1963 ilâ 23.12.1963 tarihleri arasında ilân edilmiş, ikinci kadastro çalışması 1976 ilâ 1980 yılları arasında yapılıp, sonuçları 17.06.1980 tarihinde ilân edilmiştir. Dava konusu taşınmazlar ise 1964 yılında yapılan çalışmada tapulama dışı bırakılmıştır.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca zilyetliğe dayalı olarak tescil istemine ilişkin olup mahkemece (A), (B), (C), (Ç), (D) harfi ile gösterilen taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiş ise de verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
Şöyle ki; mahkemece 2009 tarihli bozma kararına uyulmasına rağmen ilamda belirtilen şekilde orman incelemesi yapılmamış, taşınmazların dava tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritalarınındaki konumu incelenmemiştir.
Bunun yanı sıra; dosya ekinde aslı yer alan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/528 E. sayılı dosyasında...tarafından imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Medeni Kanunun 713. maddesi gereğince adına tapuya tescili talep edilen taşınmazların bir kısmının eldeki dosyada dava konusu olan (A), (C) ve (Ç) harfleri ile gösterilen taşınmazların sınır komşusu olduğu ve bahsi geçen davada ..."un tescil talebinin taşınmazın bulunduğu mevkide tescil harici bırakılmış taşınmazların tamamen taşlık-çalılık-fundalık olduğu ve bölgede kiraya verilebilecek özellikte bir taşınmaz bulunmadığının ... Müdürlüğünün 1987 yılında yapılan tahkikatında bildirildiği ve dava konusu taşınmazların imar ihya edildiği tarih konusunda tanık ve bilirkişilerin soyut beyanlarına değer verilemeyeceği, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına gerçekleşmediği gerekçesi ile reddine, Hazinenin karşılık davasının kabulüne, taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 18/1. maddesi gereğince Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen kararın Dairenin 05/07/2006 gün ve 2006/7312 E. – 10194 K. sayılı ilamı ile onandığı, karar düzeltme talebinin ise 07/12/2006 gün ve 2006/16555 E. -17181 K. sayılı ilam ile reddedildiği görülmüştür. Ulusal Yargı Ağı Bilişim sisteminde (UYAP) yapılan sorgulamada aynı mevkide gerçek kişiler tarafından imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Medeni Kanunun 713. maddesi gereğince tescil talepli açılan pek çok davanın ... Müdürlüğünün 1987 yılında düzenlediği tahkikat tutanağından bahsedilerek reddedildiği, bir kısmının temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği tespit edilmiştir. Dava konusu taşınmazlarla aynı mevkide bulunan ve dosya kapsamında yer alan 31/05/2010 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide kırmızı ile yazılı (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazların imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Medeni Kanunun 713. maddesi gereğince adına tapuya tescili talebiyle İbrahim Çoşgun tarafından açılan davada,... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 26/11/2015 gün ve 2014/606-2015/484 sayılı E.K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, taşınmazların kişi adına tesciline dair verilen kararın Dairemizin 2016/4413 E. sayılı dosyası üzerinden aynı gün temyiz incelemesi yapılmıştır.
Yukarıda verilen bilgilerden anlaşılacağı üzere, çekişmeli taşınmazlar ile komşu olan taşınmazlar hakkında yürüyen yargılamalar bulunduğu, aynı bölgede bulunan taşınmazlar hakkında kararlar verildiği, komşu taşınmazların bir kısmının temyiz incelemesinden geçtiği anlaşılmıştır.
Eldeki dosya kapsamında mahkemece yapılan keşif ve yargılama esnasında ise bahsi geçen dava dosyaları ve tahkikat tutanağı nazara alınmadığı gibi çekişmeli taşınmazlara komşu, tescil davası sonucunda kişiler adına tescile karar verilen veya halen davası devam eden taşınmazlar bulunup bulunmadığı araştırılarak bunlara ilişkin dava dosyalarının getirtilerek değerlendirilmesi gerekirken mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma da yapılmamıştır. Bu haliyle mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli görülmemiştir.
Ayrıca; karar tarihi sonrasında, 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun gereğince davalı Aksu Beldesinin tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak ... İlçesinin belediyesine katılması nedeniyle görülmekte bağlı bulunduğu ... Belediye Başkanlığı ve... Büyükşehir Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk haline gelmiştir.
Bu nedenlerle; mahkemece öncelikle, ... Belediye Başkanlığı ve... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, yöreye ait en eski tarihli ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile ... Müdürlüğünce 1987 yılında yapılan araştırma ve incelemeye konu taşınmazın krokisi ile çekişmeli taşınmazı geniş çevresi ile birlikte gösteren 1960 yılında düzenlenen 1/5000 ölçekli genel arazi kadastro paftası getirtilmeli, komşu taşınmazlar hakkında benzer mahiyette görülmekte olan dava bulunup bulunmadığı araştırılmalı, dava açılmış ise bu dava dosyaları getirtildikten sonra bu dava dosyalarından birisi kılavuz dosya seçilerek o dava dosya üzerinde halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı ile ziraat bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, tapulama paftası, ... Müdürlüğünce 1987 yılında yapılan araştırma ve incelemeye konu taşınmazın krokisi ve çekişmeli taşınmazın kroki ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, bu taşınmazın getirtilen memleket haritası ve hava fotoğrafında ne şekilde nitelendirildiği duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, aynı nedenle değişik kişiler tarafından dava konusu edilen taşınmazlar ile, arazi kadastro parsellerini ve ... Müdürlüğünce 1987 yılında yapılan araştırma ve incelemeye konu taşınmazı geniş çevresi ile bir arada gösteren, ayrı renkli kalemler ile işaretli, ölçekli, irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli; keşifte yerel ve tespit bilirkişi yanında varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; taşınmazın komşu parseller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 06/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.