11. Hukuk Dairesi 2016/6553 E. , 2017/7297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/01/2016 tarih ve 2010/322-2016/28 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirketler vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12/12/2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... davalılardan ... Holding A.Ş, ... İnş. Tar. A.Ş., ..., ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, yurt dışında çalışan müvekkilinden para tahsil edilme anında ve sonrasında defalarca bizzat davalı şirket temsilcileri tarafından "parasını her istediği an geri alabileceği ve yüksek oranda kar verileceği" taahhüdü ile belge karşılığında 111.000,00 DM para tahsil edildiğini, davacı gibi binlerce kişiden yurt özlemi ve dini duyguların sömürülerek para toplandığını, paranın geri ödenmesi yönündeki davacı talebinin reddedildiğini, davalıların bu şekilde müvekkilinden para toplamasının Bankalar Kanunu, TTK, SPK, BK ve diğer kanunların açık hükümlerine aykırı olduğunu, SPK."nın 31. ve 30. maddeleri uyarınca hisse senetlerinin izinsiz halka arz edildiğini, bu usulsüzlüklerin resmi raporlarda ifade edildiğini, para toplama işinin yasa dışı yollarla ve kuryelerle yapıldığını, ilgililer hakkında ceza soruşturması ve davalar bulunduğunu, makbuzla ya da ortaklık durum belgeleri ile müvekkilinin şirket ortağı olduğunun kabul edilemeyeceğini, davacıya hisse senedi tesliminin yapılmadığını, davalı ... ve yönetim kurulu üyelerinin diğer davalılar ile birlikte 6762 sayılı TTK"nın 336. maddesi ile sorumlu olduğunu, şirketler paravan olarak kullanıldığından, birlikte sorumlu olduklarını ileri sürerek, davalılara verilen 111.000,00 DM karşılığı 113.000,00 TL"nin şimdilik 7.500,00 TL’lik kısmının ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, müvekkilinin davalı şirketlerle kurulmuş geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini yükseltmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı definde bulunmuş; davacı ile davalı ... İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş. arasında ortaklık ilişkisi olduğundan TTK"nın 329. ve 405. maddeleri uyarınca hisselerin davalı şirket tarafından geri alınması ve hisse bedelinin davacıya iade edilmesinin mümkün olmadığını, davacının iradesi doğrultusunda payların ortaklık pay defterine kaydedildiğini, kâr payı dağıtılmadığı dönemde dava ikame edilerek ortak olmadığının ileri sürülmesinin iyiniyet kuralları, TTK hükümleri ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, davacı ile diğer davalılar arasında bir hukuki ilişki bulunmadığından bu davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, davalı şirketin SPK mevzuatına aykırı şekilde pay senedi ihdas etmediğini, davacının takip ettiği bedelin ortaklık defterindeki pay karşılığı ile uyuşmadığını, davalı ..."ın sorumlu olduğu iddiasının hukuki değerinin bulunmadığını, 6762 sayılı TTK"nın 336/5 maddesi gereği davacının bir zararının da söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı tarafın hak düşürücü süre itirazının ve zamanaşımı def"inin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davalı şirketlerin SPK"ya sunduğu 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazılar dikkate alındığında davacının ödediği miktardan sorumlu bulunduğu, davacının eda ettiği yemin karşısında davacının ödeme yaptığının kabulü gerektiği, davacının şirket ortağı olduğu, davacıdan daha çok para alınmasına rağmen daha az hisse senedi verildiği, davalı tarafın ortaklığa ilişkin kabul ve ikrar ettiği miktarın mahsup edilmesi gerektiği, davalı şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluğunu gerektirir bir delil bulunmadığı, davalı ... İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş."nin unvan değişikliği sonrası ... Holding A.Ş."ye devredilmek suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği gerekçesiyle; davalılar ..., ... ve ...’nun kişisel sorumluluklarını gerektirir bir durumun varlığı ispatlanamadığından adı geçen davalılar hakkında açılan davanın reddine, davalı ...Ş. yönünden, davacının şirket ortağı olmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının reddine, alacak davasının kısmen kabulüne, 7.500,00 TL nin dava tarihi olan 09/07/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte kalan 74.064,23 TL nin dava tarihi olan 09/07/2010 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte olmak üzere toplam 81.564,23 TL nin belirtilen kısımlarına dava tarihinden itibaren belirtilen şekilde faiz uygulanmak suretiyle davalı ...Ş. den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirketler vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiş ise de, davacı vekili tarafından temyiz isteminden feragat edilmiştir. Feragat, HMK’nun 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Davacı vekilinin feragat dilekçesi temyiz talebinden vazgeçme mahiyetinde olup sonuç doğurucu niteliktedir. Bu itibarla, davacı yanın temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı şirketler vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu"na kendilerinin verdikleri 09.02.2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazılara ortak olunan şirkete verilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklemiştir. Her ne kadar davalı şirketler hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlarsa da, SPK"ya sunulan sözkonusu yazı ekindeki listelerin hiçbir dava dosyasına davalılar tarafından sunulmamış olması, 14.09.2000 tarihli SPK denetim raporunda aynı kişiler ve aynı yöntemlerle yurtdışında para toplandığı, bu toplanan paraların davalılar tarafından kayda alındığı, hava yoluyla paraların Türkiye"ye nakledildiği, organize şekilde hareket edildiği şeklinde tespitlere yer verilmesi, yine 09.05.1999 tarihli tutanakta ... Havalimanı Dış Hatlar Geliş kapısında yapılan kontrolde ..."a ait çanta içinde TL, DM cinsi yüksek miktarda para ile altın bilezik gibi emtianın tespit edildiği, ..."un imzalı ifadesinde, ... şirketinin ..."daki temsilcisinin hisse senetlerini sattıktan sonra paraları ve altınları Türkiye"deki ... şirketine götürmesi amacıyla kendisine teslim ettiğini ifade etmiş olması karşısında davalı şirketlerce ikincil kayıtlar tutulduğunun kabulü gerektiği, yine pek çok emsal dosyaya sunulan davalı ... imzalı mektupta ortaklıktan ayrılmak isteyenlerin üç ay önce bildirmeleri halinde paralarını alabileceklerinin belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde, ... Grubu şirketlerin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla "Ortaklık Durum Belgesi", "Hisse Senedi" gibi sair belgeler karşılığında istenildiğinde derhal ve işlemiş kar payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, böylelikle davalıların haksız fiilde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, davalı şirketlerce SPK"ya yazılan 09.02.2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazılar ekindeki listeler dikkate alınarak tespit edilen alacağın tahsiline dair hüküm kurulması gerekirken, yanlış değerlendirme ile davacının şirket ortağı olduğunun kabulü ile sözkonusu listedeki miktarlardan hisse senetlerinin nominal bedeli düşülerek eksik tahsil hükmü kurulması hatalı ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış, açıklanan nedenlerle davalılar ...ve ... San. İnşaat. Tic. A.Ş. (birleşerek yeni unvanı ... Holding A.Ş.) vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ...ve ... San. İnş. Tic. A.Ş.(birleşerek yeni unvanı ... Holding A.Ş.) vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...ye verilmesine, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı ...den alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.178,65 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.