Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19244
Karar No: 2015/4538
Karar Tarihi: 31.03.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/19244 Esas 2015/4538 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/19244 E.  ,  2015/4538 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SANDIKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/06/2013
    NUMARASI : 2011/159-2013/240

    Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 31.03.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat İ.. E.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı Y.. A.. vekili Avukat, davalı H.. D.. vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi S.. Ö.. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil olmazsa alacak isteğine ilişkindir.
    Davacılar, kayden malik oldukları 725 parsel sayılı taşınmazın Sandıklı 1. İcra Müdürlüğü"nün 2008/1477 E. Sayılı dosyası ile cebri ihale sonucunda davalı Yusuf adına tescil edildiğini, bu davalının da taşınmazı davalı Halil"e temlik ettiğini, Sandıklı İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2011/2 E. 2011/48 K. Sayılı kararı ile ihalenin feshine karar verildiğini, davalı Halil"in iyi niyetli olmadığını, durumu bilen kişi olduğunu, ihalenin tüm safhalarında davalı Yusuf"u yönlendirdiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil olmazsa uğradıkları zarar ve hak kaybının tespit edilerek davalılardan tahsilini istemişlerdir.
    Davalılardan Yusuf, taşınmazı cebri ihale ile satın aldığını, Halil ise iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 725 parsel sayılı taşınmazın Sandıklı 1. İcra Müdürlüğü"nün 2008/1477 E. Sayılı dosyasında yapılan cebri ihale sonucunda davalı Yusuf adına 02.12.2010 tarihinde tescil edildiği, sonrasında taşınmazın Yusuf tarafından 03.01.2011 tarihinde davalı Halil"e satış suretiyle temlik edildiği Sandıklı İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2011/2 E. 2011/48 K. Sayılı kararı ile ihalenin feshine karar verildiği ve kararın 04.04.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, çekişmeli taşınmazı ihaleden satın alan davalı Yusuf bakımından sicilin yolsuz hale geldiği açıktır. Ancak, davalı Yusuf"tan taşınmazı satış yoluyla edinen diğer davalı Halil"in temellükünün iyiniyete dayalı olduğunun belirlenmesi halinde bunun korunması gerekeceği de kuşkusuzdur.
    Bilindiği üzere, hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Somut olaya gelince, tüm dosya kapsamı ve dinlenilen tanık beyanlarından davaya konu taşınmazın Sandıklı ilçesi .. köyünde bulunduğu, davacılar ve davalı Halil"in de aynı köy nüfusuna kayıtlı oldukları, davalı Halil"in aynı köyden olması sebebiyle durumu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olduğu, dinlenilen tanıklar arasında aynı köyden olmayan tanık O.. Ö.."in beyanları da göz önüne alındığında, iyi niyetli kabul edilemeyeceği dolayası ile Türk Medeni Kanunu"nun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır.
    Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi