3. Hukuk Dairesi 2014/4243 E. , 2014/4811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2013/1155-2013/1219
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait B.. ili B.. ilçesi K.. köyünde bulunan tapunun 123, 545, 582, 149, 166 ve 201 nolu parsellerinde kayıtlı taşınmazlar üzerinde; "S.. 2. M..t Vakfındandır" şerhi bulunması nedeniyle 5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 18. maddesi gereğince işlem tarihindeki emlak vergi değerinin %10 oranında taviz bedelinin ödenmesi için davalıya tebligat yapıldığını, ödenmemesi üzerine takibe geçildiğini ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın görev yönünden reddine ilişkin hükmün temyizi üzerine, Dairemizin 01.04.2013 gün ve 2013/4142 E 2013/5424 K sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildikten sonra mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, 5737 sayılı Vakıflar Kanunun 18 ve 19. maddeleri gereğince davalıdan taviz bedeli istenmesinin mevzuat ve Vakıflar Hukuku"na uygun olduğu bu nedenle davalının takip dosyasına yaptığı itirazın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu"na dayanan taviz alacağı isteminden ibarettir.
5737 Sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmüne göre; “Tapu kayıtlarında, icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar, işlem tarihindeki emlak vergisi değerinin yüzde onu oranında taviz bedeli alınarak serbest tasarrufa terk edilir. Ancak miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar tavize tâbi değildir.” Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, mukataalı vakıf; zemini vakfa, üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.
Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarına göre, taşınmazdaki vakıf şerhine dayanılarak taviz bedeli istenebilmesi; ilgili vakfın sahih vakıflardan olması koşuluna bağlıdır. Gayri sahih vakıflar yönünden taviz bedeli isteminin hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu yönde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, vakfın türü belirlenmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş; kök tapu kaydı ve belgeleri getirtilip, vakfiye örneği dosyaya alınmalı, sonra bu konuda uzmanlığı bulunan bilirkişi aracılığı ile vakfiye incelenmeli ve varsa tarafların bu konudaki tüm delilleri toplandıktan sonra deliller değerlendirilerek şerhe konu vakfın sahih vakıflardan olup olmadığı saptanmalı, sahih nitelikte ise taviz bedeline tabi bulunduğu gözetilip davanın kabulüne karar verilmelidir. Aksi takdirde, gayri sahih vakıf olduğu anlaşılırsa, taviz bedeli istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.