3. Hukuk Dairesi 2014/2723 E. , 2014/4926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(KAPATILAN EYÜP 2.ASL.HUK.MAH.)
TARİHİ : 29/12/2010
NUMARASI : 2007/408-2010/524
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında davalı kurum tarafından, kaçak elektrik kullandığı iddiası ile kaçak elektrik kullanım bedeli altında ceza kesildiğini, Eyüp 2.İcra Müdürlüğü"nün 2005/652 Esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, Eyüp 2.Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2004/954 Esas- 2005/405 Karar sayılı ilamı ile yargılama yapıldığını, beraat kararı verildiğini, davalı kurumun yetkilileri tarafından sayacın sökülerek laboratuvar muayenesi için götürüldüğünü ve işyerine doğrudan ölçüsüz elektrik bağlandığını, BEDAŞ"ın izni ile bedeli sonradan fatura edilmek üzere elektrik kullanmasına izin verildiğinden sonradan tutulan 27.02.2004 tarih ve 17804 sayılı tutanağın haksız ve gerçek dışı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının % 40 dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının kaçak elektrik kullanarak müvekkili kurumu zarara uğrattığını, davacının işyerinde 25/02/2004 tarihinde yapılan kontrolde "sayaçlara ait (aktif ve reaktif) Ticaret Bakanlık mühürlerinin uygun olmadığı ve sayaçların labaratuvar muayenesinin uygun olduğu" şeklinde zabıt düzenlendiğini, sayacın labaratuvar tetkikinde sayaç ve kulak mühürleriyle oynanmış olduğunun tespit edildiğini ve bunun sonucunda kaçak tahakkuku yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının davalıya 35.620,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmış, bilirkişi tarafından tanzim edilen 20.02.2010 tarihli raporda, davacının abone olduğu, davalının abone olmadığı üzere hasaplama yapıldığı, dosya içerisinde sözleşme, labaratuvara gönderilen sayaçların ilk takılmasını müteakip herhangi bir sebeple tekrar mühürlenip mühürlenmedikleri, sayaç işaretleri, takip dosyasının bulunmadığı, hesaplamaların abonesiz direkt bağlı elektrik kullanımı sebebiyle yapıldığı, bu hususa davalı tarafça açıklama getirilmesi gerektiği belirtilerek, mahalde kaçak elektrik kullanılıp kullanılmadığının tespiti için belirtilen eksikliklerin yerine getirilmesinden sonra belirleme yapılabileceği belirtilmiştir.
Mahkemece, dava konusu aboneye ilişkin işlem dosyasının celbi ile dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, bilirkişi tarafından tanzim kılınan 2. raporda yalnızca davacı hakkında düzenlenen tutanaklar inceleme konusu yapılarak 01.03.2004 tarihli tutanakta 25.02.2004-01.03.2004 tarihleri arasında abonenin Bedaş izni ile ölçüsüz enerji kullandığının belirtildiği, bu dönem içerisinde 3168346 nolu tesisatta, pens ampermetre ile çekilen akımlar tespit edildiğinden Bedaş izni ile ve kontrolü altında hesaplanabilir ölçüsüz elektrik enerjisi kullanıldığı, 27.02.2004 tarihli tutanağın kurumun birimleri arasındaki karışıklıktan kaynaklandığının tespit edildiği görülmüştür.
Hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunda; davacıya ait davalı tarafından sökülen sayacın, ölçü ve ayarlar laboratuvarı incelemesi dikkate alınmamış, bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, dosyanın konusunda uzman 3 kişilik bir bilirkişi heyetine tevdii ile davacı tarafın kaçak elektrik kullanıp kullanmadığının duraksamasız belirlenmesi, kaçak kullandığının saptanması durumunda tahakkuk bedelinin tutanağının düzenlendiği tarifte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, düzenlenmiş yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.