20. Hukuk Dairesi 2019/6411 E. , 2020/371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı ..., ... ve ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 12/11/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı-karşı davalı ... ve arkadaşları vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davaya konu ana taşınmazın 5 ve 6 nolu daireleri 14/06/1983 tarihinde ... ..."a vekaleten ... ..."dan İstanbul 10. Noterliğinin 09/03/1989 tarih ve 17969 yevmiye nolu vekaletnamesine göre davacının eşi ve kardeşi ... ve ... tarafından satın alındığını, taşınmazın zemin artı 2 kat olarak inşa edildiğini, 2. normal kat kaçak inşa edildiğinden tapuda gayrimenkullerin kayıtlarının mevcut olmadığını, bu nedenle iş bu gayrimenkullerin 1983 yılında müvekkil adına tescil edilemediğini, kaçak katın 1985 yılında ... 7. Noterliğinin 68048 yevmiye numarası ile 27/09/1995 yılında da bütün kat maliklerinin muvafakati alınarak kat mülkiyetine geçirilmiş olup davacı adına 2. normal kat 5 ve 6 nolu dairelerin tescil edildiğini, davacının taşınmazda 27 yıldır kesintisiz oturduğunu, 1995 yılında muvafakat alınmasına rağmen ruhsata bağlanan bu taşınmazların davacı adına ait olduğunun tespiti ile söz konusu taşınmazların davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesi istenilmiştir.
Birleşen dava ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/74-321 E.K. sayılı dosyasının davacılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından davalılar ... ve ... aleyhine uyuşmazlık konusu 5 ve 6. daireler içn el atmanın önlenmesi ve tahliye istenilmiştir.
Mahkemece asıl davada (2010/761 Esas) davalılar-karşı davacılar ve birleşen 2011/74 Esas sayılı dosyadan davacılar tarafından açılan dava bakımından dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2010/761 Esas sayılı dosya ve birleşen 2011/295 Esas sayılı dosya bakımından, davalı ... Yaraşır açısından davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden davanın KMK"nın 44. maddesi gereğince reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava bağımsız bölüm ilavesi ve müdahalenin men"i istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, anataşınmazın tapu kaydında 4 adet bağımsız bölüm bulunduğu anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanununun 44. maddesine göre ana gayrimenkulün üzerine kat ilavesi, mevcut çekme kat yerine tam kat yapılması, zemin veya bodrum katlarda veya arsanın boş kısımlarındaki 24. maddenin 2. fıkrasında yazılı yerlerin sonradan yapımı veya ilavesi için uygulanacak usul ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre öncelikle kat malikleri kurulunun bu hususta oybirliği ile karar vermesi gerekir, ancak mahkemece 27/09/1995 tarihli bağımsız bölüm listesinin o dönemki tapu maliklerinin tamamını kapsayıp kapsamadığı, Kat Mülkiyeti Kanununun 44. maddesi uyarınca oybirliği kararı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yönünde bir inceleme yapılmamıştır. Davalı karşı davalılar ... ve ..."nın eski malik ... ...’a verdikleri 27/09/1995 tarihli belge de kullanılan vekaletnamenin geçerli olup olmadığı, belgenin dosya kapsamı ile değerlendirilerek anataşınmaza ilave bağımsız bölüm yapılması için oy birliği ile verilmiş bir karar olup olmadığı taraf delilleri ile değerlendirilmeli oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Konusuz kalan karşı dava hakkında ise; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir. Mahkemece infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde yargılama giderlerine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.037,00.-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı-karşı davalı ...’a verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.