20. Hukuk Dairesi 2016/3852 E. , 2017/9026 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında... köyü çalışma alanında bulunan 1248 parsel sayılı 11.089,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve köy tüzel kişiliğinin kullanımında bulunduğu, taşınmaz üzerindeki (A) harfi ile gösterilen evin ..."na, (B) harfi ile gösterilen ahırın ..."a ait olduğu şerhi yazılarak mezarlık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ... vekili 15.10.2012 tarihli dilekçesinde, 591 parsel sayılı taşınmaz içerisinde 1500 metrekarelik kısmın davacıya ait olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece davaya konu yerin tesis kadastrosunun 591 sayılı parseli içinde kalan ve kullanım kadastrosu sırasında 1248 parsel sayısını alan taşınmaz olduğu belirlenerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 591 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 25.03.2014 tarih, 2014/4910 E. - 3325 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında; ""Mahkemece, çekişmeli taşınmazın evveliyatında boş bir arazi olduğu, davacı tarafından yaklaşık 2 yıl önce taşınmaz içerisine ev yapıldığı, davacının dava konusu yerde zilyetlik süresinin 20 yıllık süreyi doldurmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmaz, 04.05.1990 tarihinde kesinleşen tesis kadastrosu sırasında 591 parsel olarak 7780,00 metrekare yüzölçümü ile mezarlık vasfı ile Hazine adına tescil edilmiş, tapu kütüğünün beyanlar hanesine... Köyü"nün kullanımında olduğu şerhi verilmiştir. 17.09.2012 ile 16.10.2012 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek-4. madde kapsamında 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında ise çekişmeli taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, Köy Tüzel Kişiliği tarafından mezarlık vasfı ile kullanıldığı, parsel üzerinde (A) harfi ile gösterilen evin ..."na, parsel üzerinde (B) harfi ile gösterilen ahırın ..."a ait olduğu şerhi verilerek mezarlık niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesine çekişmeli taşınmaz ile ilgili yapılan son kadastro çalışmalarının hatalı olduğunu belirtmiş ve hatanın, çekişmeli taşınmazın 1500 metrekarelik kısmının davacıya ait olduğu şeklinde düzeltilmesini talep etmiştir. Dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Bu nitelikteki davaların tespit maliki Hazine ile birlikte beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi
ya da kişilere yöneltilmesi gerekir. Somut olayda, dava yalnızca Hazineye karşı açılmış olduğundan taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemez. O halde mahkemece davacı tarafa davasını çekişmeli taşınmaz üzerinde lehine şerh verilen... köyü tüzel kişiliği ile ..."a yönlendirilmesi için olanak verilmeli, davanın adı geçenlere yaygınlaştırılması halinde davanın esası hakkında inceleme yapılmalıdır. Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu"" gereğine değinilmiştir.
... Kadastro Mahkemesince bozma kararı sonrası davacıya dilekçesini açıklaması için süre verilmiş ve davacı tarafça taleplerinin mülkiyete ilişkin olduğunun açıklanması ile dosya görevsizlik kararı verilmek suretiyle görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1990 yılında arazi kadastrosu, 2012 yılında 3402 sayılı Kanuna göre ek 4. madde çalışmaları ve 2015 yılında 22/a çalışması ile 1988 yılında 6831 sayılı yasaya göre yapılan orman çalışması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur, Ancak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü maddesinin ikinci fıkrası; ""Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur"" hükmüne amir olup somut olayda ret sebebi ortak olan davalılar için tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken herbir davalı için ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değilse de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hükmün vekalet ücretlerine ilişkin 4, 5 ve 6 nolu bendlerinin kaldırılarak, yerine tek bent halinde “Davalılar Hazine, Dulkadiroğlu Belediye Başkanlığı ve ... kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1500,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.