10. Hukuk Dairesi 2017/5857 E. , 2018/1129 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde; davanın ... ve ... yönünden reddine, davanın ... San. Tic. A.Ş. yönünden kısmen kabulü ile 9.326,30-TL alacağın 01/06/2009 gelir bağlama onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... ve Tic A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
08.05.2009 tarihinde iş kazası sonucu hayatını kaybeden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan kurum zararının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin olan davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21"nci maddesidir.
5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21"nci maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile davalıların Kurumun rücu alacağından sorumluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasanın 21., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Bozma öncesi hükme esas alınan 22.12.2012 tarihli kusur raporunda; ... ve Tic. A.Ş. % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, ... San. ve Tic. Ltd. Şti. % 50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu. (Olayla ilgili kamu davası kesinleşmemiş olmasından dolayı davalılar ... ve ..."nın kusurları işveren kusuru içinde mütalaa edilmiş, kazazede ..."ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, 22.09.2013 tarihli ek raporda yukarıda belirtilen rapordaki kusur oranlarına göre, ... % 30 kusurun % 2,5"i Ertuğrul uzunoğluna ait olduğu, ..."nın % 50 kusurunun ceza davasında kesinleşen cezasından dolayı % 20"si davalı ..."ya ait olmak üzere kusur tespiti yapılmıştır. Bozma sonrası hükme esas alınan kusur raporunda ise gerçek kişiler olan Ertuğrul ve Mustafa"ya kusur verilmemiştir.
Davalı ... yönünden davanın reddi kararı yerindedir.
Bozma öncesi ve sonrası alınan kusur raporları çelişkili olup, Mahkemece yapılacak iş, bu çelişkiyi ortadan kaldıracak şekilde, zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeniyle daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza dosyaları varsa, bu dosyalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınmalı,sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı ......ve Tic A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmünün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...San. Tic. A.Ş."ye iadesine, 19.02.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.