21. Hukuk Dairesi 2015/1329 E. , 2015/6827 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 01/01/2009-23/05/2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı ... Merkez ve Köylere Hizmet Götürme Birliği nezdinde ..."ya bildirilenler dışında 01/01/2009-22/05/2009 tarihleri arasında 142 gün asgarı ücret ile hizmet akdi ile çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin 23/05/2009 tarihli 1 günlük sürenin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalıya ait işyerinde 09/04/2007-28/12/2007, 15/01/2008-31/12/2008 , 23/05/2009-21/11/2009 tarihleri arasındaki ve 05/12/2009 tarihinden itibaren çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, 15/01/2008-30/12/2008 tarihleri arası için geçerli hizmet sözleşmesinin ve 22/05/2009 tarihli hizmet sözleşmesinin dosya kapsamında bulunduğu, dinlenen tanıklarının davacının 01/01/2009-22/05/2009 tarihleri arasındaki çalışmasına yönelik net beyanlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren, tarafından verilip verilmediği, ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Yasanın kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir
şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de, çalışmasının konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu madde 288’de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa’nın madde 3 B ve D’de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır.
Öte yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kurumu niteliğinde olup ,kamu kurumlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır.
Mahkemece yapılacak iş; Köylere Hizmet Götürme Birliği"nin talep edilen dönemdeki belge ve defterlerini getirterek, davacıya yapılan ücret ödemesi bulunup bulunmadığını araştırmak, ücret ödemesine ilişkin kayıt bulunmaz ise davacıdan ücreti ne şekilde aldığını sormak ve bu kuruluşların kayıtlarının yazılı olmasının esas olacağını da göz önünde bulundurarak ücretin kayıtlara geçmemesinin makul bir nedene dayanıp dayanmadığını belirlemek, giderek işveren kurumun davacının çalıştığı dönemlerde görev yapan yetkili şef, amir, müdür gibi yetkili kişileri ile davacının çalışmalarını bilebilecek nitelikte diğer tanıkları resen tespit ederek dinlemek, davacının iş yaptığı kişilerden ücreti aldığına dair makbuz olup olmadığını araştırmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip davacının çalışmasının niteliğini somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."ne iadesine, 31/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.