20. Hukuk Dairesi 2017/3210 E. , 2017/9075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalılardan ..."in dava konusu anataşınmazdaki 14 nolu, diğer davalının ise 17 nolu bağımsız bölümün maliki olduklarını, bugüne kadar ödenmeyen birikmiş aidat, ortak gider borçlarının tahsili amacıyla icrai takibi başlatıldığını, her iki borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek, haksız olan itirazların iptaline, davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davalılarca bir kısım aidatları ödediklerine ilişkin dekont ibraz edildiği, ancak söz konusu ödemelerin takip ve davadan sonra yapılması sebebiyle, takipte dikkate alınması gerektiği, bu aşamada bir değerlendirme yapılamayacağı, binaya ait defter ve belgeler ile hükme esas alınabilecek nitelikteki bilirkişi raporuna göre, davalıların toplam 4.510,00-TL ortak gider ve 171,57-TL işlemiş faiz borçlarının bulunduğu, dosyada mevcut tapu kayıtlarına göre takibe konu bağımsız bölümlerin maliki olan davalıların KMK"nın 20. maddesi uyarınca ortak gider borcunu ödemekten kaçınmalarının mümkün olmadığı, alacağın likit olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalılardan icra inkar tazminatı tahsil edilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, dava; Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan ortak gider alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra takip dosyasının incelenmesinden; 14 nolu ve 17 nolu bağımsız bölümlerin geçmiş dönem borçlarına ilişkin takip yapıldığı, davalıların ayrı bağımsız bölümlerin malikleri olup aralarında mecburi dava arkadaşlığı da bulunmadığı anlaşılmakla, davalıların sorumlu oldukları miktarların ayrı ayrı tespit edilerek, infazda tereddüte yol açmayacak şekilde her birinin sorumlu oldukları miktar belirtilerek hüküm kurulması gerekirken, müteselsil sorumluluk doğuracak şekilde eksik ve yetersiz inceleme ile usul ve yasaya aykırı olarak, anılan şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2017 gününde oy birliği ile karar verlidi.