11. Hukuk Dairesi 2016/5070 E. , 2017/7439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/01/2016 tarih ve 2015/444-2016/1 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ... Elektrik Dağıtım A.Ş, elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi amacıyla 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirilmesi yolu ile kurulduğunu, müvekkili ... Elekt. A.Ş. ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan, tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticari şirket olduğunu, elektrik dağıtım faaliyetlerinin davalı ... tarafından yürütüldüğü 24/07/2002 yılında meydana gelen olay neticesinde müvekkili şirkete, ... 1. Asliye Hukuk mahkemesinin 27/12/2007 tarih ve 2007/500 E 2007/630 K sayılı kararı ile tazminata hükmettiğini, ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2008/561 E sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, 14/02/2008 tarihinde toplam 139.621,67 TL olarak ödendiğini, müvekkilinin haksız fiil sorumluluğuna sebep olan iş ve işlemler İHDS tarihi öncesi dönemde gerçekleşmiş olduğunu, ödenen toplam 139.621,67 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin, haksız ve yersiz olarak açılan davanın öncelikle usulden reddine, usulden reddedilmemesi halinde davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı ...ile ... arasında 24.07.2006 tarihinde imzalanmış olan İşletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 maddesinde dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü sırada bu faaliyetin yürütülmesi amacı ile gerçekleştirilen her türlü iş ve işlerin bütün sorumluluğunun ..." a ait olduğunun ... tarafından yürütülmüş olan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının ... olduğu, bu talepleri konu alan icra takibi ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğünün ... tarafından karşılanacağı hükmünü içerdiği, benzer nitelikte hükümlerin olduğu, alacağa konu edilen ... 1. AHM" nin 2007/500 Esas 2007/630 K sayılı ilamında dava dışı 3. şahıs olan davacıların murise Sultan Açar"ın 24/07/2002 tarihinde evinin balkonundan geçen yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu vefat ettiği, açılan dava sonucunda dava dışı 3. kişilere toplam 139,621,67 TL"nin ödendiğini, icra takibinde yapılan hesaplama ile ödenen miktara yönelik davalı tarafça itiraz olmadığından bilirkişi incelemesine de gerek görülmeyerek davanın kabulü ile 139.621,67 TL" nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağına ilişkin olup, mahkemece davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, davacının mal varlığındaki eksilme, ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ve davacı dava dilekçesinde ödeme gününden itibaren faiz talep ettiğinden, ödeme gününden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmayıp kararın bu yönden bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki " dava tarihinden" ibaresinin çıkarılması ile yerine "" ödeme tarihi olan 15/10/2008 tarihinden"" ibaresi yazılmak suretiyle kararın davacı yararına bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7.152,56 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/12/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı Yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile ... özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiye"deki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı ..."a ait olmakla birlikte, ..."tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
... tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı ..."a ait olmak üzere 28.06.2013 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı ... Enerji Yatırım San. ve Tic. A.Ş"ne devredilerek 28/06/2013 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 28/06/2013 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce 15/10/2008 tarihinde yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında 28/06/2013 tarihinde ...tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle ...nin özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı ..."tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
Keza, 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi"nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 28.06.2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ..."ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28/06/2013 tarihi öncesi, 15/10/2008 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi"ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ..."tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28.06.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 28.06.2013 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen 15/10/2008 günlü dava konusu ödemeden dolayı, 28.06.2013 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddiyle yazılı gerekçe ile kararın düzeltilerek onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.