3. Hukuk Dairesi 2014/2777 E. , 2014/5360 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2011
NUMARASI : 2007/1509-2011/363
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, davalının meskende abonesiz olarak kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek, kaçak elektrik tutanakları düzenlendiğini, bu tutanaklara istinaden tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedellerinin tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı temyiz etmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı, bu yöntemlerde Kurul onayı olmaksızın değişiklik yapılamayacağı, geçici 3. madde hükmünde de bu yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra 15. madde kapsamındaki kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre ve tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk yöntemlerine ilişkin usul ve esasların TEDAŞ ve bağlı ortaklıkları ile piyasada mevcut sözleşmeleri kapsamında faaliyet göstermekte olan diğer tüzel kişiler tarafından Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin geçici 2. maddesi uyarınca düzenlenecek tarife önerileri ile birlikte Kuruma sunulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 21.03.2003 gün 122 sayılı kararı alınmıştır. Aynı kurulun 29/12/2005 tarihli toplantısında ise; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olaya gelince, davalı kurum görevlilerinin 15.05.2003 ve 12.04.2004 tarihlerinde davacının kaçak elektrik kullanıldığını belirlemeleri üzerine kaçak elektrik tutanakları düzenledikleri, bilirkişi tarafından kaçak elektrik tüketimine ilişkin hesaplamanın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 21.03.2003 gün 122 sayılı kararı esas alınarak yapılmadığı, davacı kurum tahakkukları esas alınarak sadece işlemiş faiz hesabı yapıldığı, mahkemece benimsenen bu bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 122 sayılı kararı esas alınarak ve yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Bilirkişi raporu bu yönü ile yönetmeliğe uygun değildir. Yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak ve aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 122 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.