14. Ceza Dairesi 2016/1910 E. , 2016/8087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümlerin sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, 23.11.2016 Çarşamba saat 09:30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafine çağrı kağıdı gönderilmişti.
Belli günde Hakimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ...hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine ibraz ettiği yetki belgesine dayanarak sanık ... adına gelen Av....huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık ... hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 07.12.2016 Çarşamba günü saat 09:30"a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Her ne kadar mahkeme gerekçesinde deliller arasında gösterilen 21.12.2011 tarihli tutanak ve bu tutanağa ilişkin tanık ..."in anlatımları 5271 sayılı CMK"nın 148/4. maddesi uyarınca yasak usulle elde edilmiş delil niteliğinde olup mahkemece hükme esas alınmış ise de; dosyadaki diğer delillerin de mahkemece değerlendirildiği ve hukuka aykırı elde edilmiş delil dışındaki diğer delillerin de somut olayda sanığın mahkûmiyeti için yeterli olduğu nazara alındığında, bahsedilen delile gerekçede yer verilmesi ve hükme esas alınmasının sonuca etkili olmadığı gözetilerek yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurenin suç tarihinde onbeş yaşından küçük olmasına rağmen gerekçede onbeş-onsekiz yaş grubu içerisinde olduğunun belirtilmesi,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen hükmün kanuni koşulları oluşmadığından bahisle 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesi gereğince ertelenmediği kısa kararda belirtilmiş ve gerekçede nedenlerine yer verilmemiş ise de; suç tarihi itibariyle altmışbeş yaşını tamamlamış olması nedeniyle erteleme süresinin üst sınırı üç yıl olan ve daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti bulunmayan sanığın cezasının ertelenip ertelenmeyeceğinin tartışılmaması ve sanığın mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemini birden fazla gerçekleştirmesine karşın hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulama dışı bırakılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
28.11.2016 tarihinde verilen işbu karar 07.12.2016 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.